Nedense ülkemizde bol olan yakıcı güneş ışığından ve rüzgardan elektrik üretmeye hiç yönelmiyoruz. Yapılan bir iki örnek varsa da, göstermelik! Almanya’da fırtınaların estiği yüksek dağlar yok! Bizdeki gibi yakıp kavurucu güneşli alanlar da yok. Fakat elektrik enerjilerinin önemli bir kısmını bu iki yoldan üretiyorlar.
Şimdi nükleer santraller yapmaya yöneldiler. Bunun için yapılacak gider, tüm ülkeyi güneş ve rüzgar enerjisi tesisleriyle donatmanın binlerce katı olacak. İran gibi, uranyumu saflaştırmayı düşünemiyoruz. Nükleer santrallerin her bir parçası dışarıdan alınacak ve yabancılara yaptırılacak. Borçla ve cari açıkla bulduğumuz dövizler, tümüyle yabancılara gidecek. *Nükleer santral, yapım masraflarını yüz yılda karşılamayacak. *Bir savaşta veya sabotajda hedef teşkil ederse, felaket yaratacak. Nükleer enerjiye harcanacak katrilyonların yüzde biri; yenilenebilir yeşil enerji üretenlere teşvik olarak verilse; veya devlet tarafından o yolda harcansa; petrol ve gaz ithal etmemize hiç gerek kalmaz.
Mamak mahalleydi; Ankara’nın çöpleri uzun yıllar oradaki boş alanlara dökülüp yığıldı. Ayrı bir ilçe belediyesi olunca; koku yapan çöplerin üzeri binlerce ton toprakla örtüldü. Metan gazı birikip kokmaya başladı. Vatandaşlar, sigara yakarken yangın çıktığını gördüler. Sonra da o gazdan elektrik üretilip, seralar yapıldı. Turfanda GDO’suz sebze ve meyveler üretilmeye başlandı. Mamak çöplüğü, çöpten enerji üretmemize örnek olabilir. Bizi iflas ettirecek kadar çok petrol ve gaz parasını yabancı ülkelere ödüyoruz. Yenilenebilir yeşil enerji olanaklarımızı ise, görmezden geliyoruz. Petrol ve gaz zararlı maddelerdir. Havayı kirletir, dünyadaki yaşamı tehdit ederler. Petrol ithal etmeyelim!
En güneşsiz illerimizde bile, bazı evler sıcak suyunu güneşten elde ediyor. Bazı çok güneşli ilçe ve köylerimizde ise; evlerin damında bu ucuz sistem yok. Çoğu yerde su, petrolle ısıtılıyor *Hem güneşli sistemin tüm yapılarda bulunması zorunluluğu getirilmeli. *Hem de bu sistemi kuranlara heveslendirici teşvik verilmeli.
Yazlığımızın yanındaki evi, sitenin eski sucusu satın almış. Bacaya, “süs olsun diye” dilimli, siyah tenekeden bir alet yerleştirmiş. Öyle hızlı ve güçlü dönüyor ki; şaşarsınız.
–“Ali bundan cereyan mı elde ediyorsun?” diye sordum. “Hayır” dedi, süs ve eğlence için koymuş o aleti. 200 kilometre hızla giden bir otomobil tekerleğinden daha hızlı dönüyor. Piyasada böyle bir hızlı dönüşten elektrik elde eden bir alet satılsa; ben de onun aynısını kendi bacama koyup elektrik faturası ödemekten kurtulacağım.
Bilhassa yabancı rüzgar haritalarında; dünyadaki en verimli rüzgarların Ege Bölgemizde estiği gösteriliyor. Karadeniz bölgemiz de, tüm yurdumuzun yüksek bölgeleri de, fırtınalar yatağıdır. Hepsini enerjiye çevirsek; elektrik ihracından dünyanın en zengin ülkesi oluruz. Ne yazık, biz bu hazineleri, boşa götürüyoruz.
Kamu, belediyeler ve devlet, bu kaynaklardan enerji üretmeye zahmet etmeyecekse; kurumlara ve vatandaşlara güneşten, rüzgardan, çöplerden, kanalizasyondan, bitki artıklarından elektrik üretme iznini formalitesiz verilmeli! Böyle yeşil enerji üretenlere, teşvik için para ödenmeli. Aslında bu kadar çok cari açık veren ülke olarak; ithal ikamesi malları üreten her atılımcıyı, devletin ödüllendirmesi ve yüksek ödüllü teşviklerle yüreklendirmesi şarttır. Her yapıya sıcak suyu güneşten elde eden sistem zorunluluğu getirilse; petrol ithalatımız %20 azalır. Elektriği güneş, rüzgar ve atıklardan elde etme zorunluluğu konsa; petrole hiç döviz ödemeyiz.
Uzak santrallerden elde edilen elektrik, o büyük mesafeleri kat ederken, hırsızlıklar dışında da, önemli oranda kayıp verir; zayiata uğrar. Bunu engellemek için, her şirket ve vatandaş, ürettiği elektriği en yakın olduğu yerden sisteme verip; bedelini alabilmeli. Nasıl elektrik dağıtımı özelleştirildiyse… Bütün özelleştirmelerde satılan devlet kurumunun kasasındaki paralar da, cabadan torpilli alıcılara verildiyse… Elektrik üretip sisteme veren vatandaşlara da fazlaca yardım edilmeli; teşvik verilmeli… Böylece petrol ithalatına ödediğimiz dövizler kasamızda kalır. Petrol ve türevleri kirlidir, zararlıdır. Kullanmaktan vazgeçilmezse ozon tabakasını yok ederek, dünyamızı ısıtacak ve yaşanamaz bir cehennem haline getirecektir.
Devlet alternatif enerji üretenlere teşvik verirse; ülkemiz birkaç yıl içinde; petrol ve gaz ithal ederek, dövizle borçlanmaktan kurtulur.
[email protected] www.nazifkurucu.com.tr