Dış ticaretimiz sürekli açık veriyor!
"Battı- batıyor..." sanılan Yunanistan'ın bile; cari işlemler açığı bizimki kadar büyük ve korkutucu değil!
Bu demektir ki; "Yabancı ülkelere ihraç ettiğimiz ürünlerin toplam geliri; dışarıdan satın aldığımız malların bedelini karşılamıyor!
Peki üst tarafını neyle ödüyoruz!"
Dış ülkelere ve tefecilere yüksek faizlerle borçlanıyoruz
*Kabarık dış borçlarımız arttıkça artıyor...
TL ile ödesek olmaz mı?" diyenleri, duyar gibiyim.
Nasıl ki başka ülkelere gittiğinizde veya oradaki alışverişlerinizde hatta otelinizde, bizim paramızla ödemeyi kabul etmiyorlarsa... dış ticarette ve İthalatta da aynı durum var; Patamız döviz sayılmıyor.
"Bizim paramız niçin döviz sayılmıyor?"
1-Dış borçlarımızın çok olmasından dolayı!
2- ülkemizde kıt bulunan dövizleri(Yabancı paraları) ithalat karşılığı olarak elden çıkarıyoruz... Bunun sonucu olarak:
Uluslar arası ortamda, kredi verilemeyecek ve ortaklığa alınmayacak bir konumda görünüyoruz ve mali itibarımız ve durumumuz sallantıda kalıyor.
Bu karanlık tabloyu nasıl tersine çevirebiliriz?
El cevap;
*TASARRUF EDEREK!
*ve daha da önemlisi; Savurganlıktan sakınarak.
-Gerek aile bütçelerimizi, gerekse devlet bütçemizi denk tutabilmek için; her türlü gösterişten ve debdebeden vazgeçmemiz şarttır.
-En alt düzeydeki resmi görevlilerden, vali ve kaymakamlarla onlara bağlı olan tüm alt düzeydeki elemanlara kadar...
-Hatta her düzeydeki yargıçlara kadar... ve dahi Yüce Meclisimizin üyelerinden, tüm üst makamdakilere kadar hepimiz; tasarrufa son derece önem vermeliyiz.
Üst makamdakiler ve olağanüstü düzeydeki yetkililerimizle görevlilerimiz; devlet parasını harcarken, son derece tasarruflu davranmalılar. Gösterişten ve debdebeden sakınmalılar.
Eskiden resmi araçlar, pek azdı. Kaymakamların resmi aracı yoktu. Daha üst düzeydekiler ise, tek bir makam aracıyla yetiniyordu; o bozulursa tamir ettiriliyordu.
Zırhlı makam aracı olmazdı. Çünkü otomobil ne kadar ağır olursa; o kadar çok yakıt tüketir. İsmet İnönü, Muhalefet lideriyken kendi aracını kendisi sürüyordu.Birçok kez, evinden Meclise yürüyerek geldiğini gördüm. Bölükbaşı da öyle yapıyordu.
Şimdi ise gazetelerden okuduğumuza ve ekranlardan dinlediğimize göre; zırhlı mersedes filolarından bahsediliyor.
Dışarıya tek bir dolar veya avro borcumuz kalmayıncaya kadar; sıkı bir tasarruf kampanyası başlatılması,şarttır.