*Suriye, yakın ve uzak tarihlerde; Rusya'nın veya ABD'nin vilayeti oldu mu? HAYIR!

*Halep'te, Hama'da, Humus'ta ve Şam'da; Amerikalılar veya Ruslar veya Suudiler yaşadılar mı? HAYIR!

*Bırakalım uzak ve yakın tarihi; bugün Suriye'de yaşayan halkın çoğu; Rus mu? Amerikalı mı? İngiliz mi? Avrupalı mı? HAYIR!

*Bu soruların tümünün yanıtı; negatiftir; HAAYIR! diye cevaplandırılır.

*Bırakın eski tarihleri; Bugün dahi, Suriye halkının çoğu TÜRKMENDİR-TÜRKTÜR.

Kan içici hain; babadan oğula diktatör oğlu diktatörün, (katil oğlu katilin) zulmünden ve işkencelerinden kaçabilen Suriye halkı da; sömürgeci batı ve kuzey devletlerine değil; Türkiye'ye sığınabiliyorlar. Başka halklar ve devletler o zavallılara kucak açmıyor; ekmek vermiyor.

O kaçanlarınHepsi de, mükemmel Türkçe konuşuyorlar.

Suriye devletine ilgi duyan ve orada üs kuran diğer devletlerin çoğu ise; halkını katletmekte olan diktatörle iyi geçinerek veya ona hoş görünerek; katledilen o halkın sırtından rüşvetler ve menfaatlerle, çıkarlar sağlamanın peşinde koşuyorlar.

Suriye problemi çözülecekse, o çözümde EN FAZLA SÖZ HAKKI, TÜRKİYE CUMHURİYETİNDE  OLMAK GEREKİR.

Rusya'nın, ABD'nin veya Avrupa'nın getireceği çözümler; çoğunluğu Türk ve Türkmen olan Suriye halkının yararına olamaz! Kanlı diktatörün zulmünden kaçanlar da; yalnız bizim ülkemize sığınıyor. Ne batıdaki, ne doğudaki, ne kuzeydeki, ne de güneydeki devletlerin hiçbiri; çocuklarını ve kendi canını kurtarmak için perişan bir halde yollara düşen o zavallı halka kucak açmıyorlar. Onları biz bakıp barındırıyor ve besliyoruz.

Tüm bu ve başka birçok nedenlerle; Suriye'nin geleceği konusunda son sözü söyleme hakkı; Türkiye Cumhuriyetinin ve onun yetkililerinindir.