“Tüm komşularla sıfır sorun!” diyerek başlanan yol; nasıl oldu da hepsiyle ihtilaf haline dönüştü? Aman dikkat! Ters işleri, tamamıyla berbat etmeyin de; BÜTÜN ÇEVREMİZDEKİLERLE SAVAŞ! Felaketine dönüşmesin politikanız! Çatışmalardan, sınır ihlallerinden, derin tartışmalardan kaçınmak gerek. Çünkü İmparatorluğumuzu türlü tuzaklarla yıkanların; bize karşı hasetleri ve art niyetleri son bulmuş değil. İçli dışlı ve dost görünseler ve aynı ittifakların içinde bulunsak da; dünyanın öbür ucunda ilgisizmiş gibi dursalar da; hepsi Sevr’i dayatabilmemin hayalini kurarlar. Çoğunun ondan da daha kötü planları vardır. İçimizde terör yaratılmasında, yalnız düşmanlarımızın değil; dost ve müttefiklerimizin de parmağı ve tuzakları var! Lozan’da çizilen bugünkü sınırlarımızı kabul etmeyenlere güvenip de, kucaklarına oturamayız. Özellikle komşularımızla mutlaka iyi geçinmenin yolu bulunmalı. Eller bizden tarafmış gibi görünür; küçük ihtilaflarımızı abartılı hale getirerek bizi savaşa sokmanın peşindedir. Savaşa girip sıkışık durumda kalırsak; intihar derecesine varan teslimiyetler bekleyecektir bizden.
Savaş, üretimin ve ihracatın durması; refah ve huzurun yok olması demektir. Her ihtiyaç maddesi vesikaya bağlanıp, hiç bulunamaz olur. Ulusal gelirlerimizi halkımızın refahı için değil; karanlık emelleri olan silah tüccarların daha da azgınlaşabilmeleri için boşa götürmüş oluruz. Açlık gelir, salgın hastalıklar gelir. Küçük bir komşunu, kolay kazanacağın bir savaşla yola getireceğini sanırsın… Sömürgeciler ise, o ihtilafı büyük ve sona erdirilemez bir bölge savaşına dönüştürür. “Yabancı emrine girmeyiz” sanırsın. Öyle durumlar yaratırlar ki, kendi paralı fedaisi durumuna düşürürler. *Bir taraftan cephede kırılırken… *Öte yandan yurdun içinde açlıktan, ilaçsızlıktan; savaştığın düşmanın değil; onun bayrağına bürünmüş büyük devletlerin bombardımandan kırılırız. Ayakta kalabilsek bile, yüz yıl geri gideriz. Bir daha hiç toparlanamayız. Libya ile savaşacağımızı düşünür müydük? Oradaki işlerimizi ve gelirlerimizi kaybedeceğimiz, aklımıza gelir miydi? Hem savaşa dahil ettiler; hem de İzmir’i saldırı üssü ilan ettiler. 1-Bizi rahatça bölmek için! 2-Yunanistan öyle istediği için! 3-İhracat pazarlarımızı kapmak için! 4-Petrol fiyatını artırmak için! 5-Bölge lideri olmamızdan korkarak! 6-Emirlerinde kullanmak için; savaşa sokmak istiyorlar! *Suriye’nin iç işlerine karışmadığımız zamanlar, Tüm güneyimize Tırlarla kolay ihracat yapıyorduk. O yol kapandı! Uçağımızın düşmesiyle ilgili kayıtların tam olarak kendilerinde bulunduğunu söyleyen iki büyük devlet var. İkisi de bilgileri bize henüz vermedi. Yetkililerimizin saçma sapan konuşmasına sebep oluyorlar. Belki de savaşa girmemizi istiyorlar… *İsrail ile takışmadığımız günlerde, insanlı insansız hava araçlarımızın, tank ve diğer silahlarımızın yenilenmesini kolayca sağlıyorduk. *Terör duracak gibiydi. İsrail çıkarlarını, en büyük müttefikimiz, ön planda tutar. İhtilaflar, çok zararımıza oldu. Komşularla ihtilaf çıkarmayalım. Sömürgecilere ve dünya devlerine oyuncak olmayalım!
***
PROF. NUMAN KURTULMUŞ
Kendisiyle tanışmadım. Televizyonlardan izlediğime göre; çok etkili konuşan yaman bir hatip! Sayın Başbakan’ın etkili konuştuğunu söyleyen arkadaşlara; “Numan Kurtulmuş’un, daha da etkili konuştuğunu” söylediğim oldu. Son davet ve buluşma, kafamda çeşitli olasılıkları canlandırdı. İki parti birleşse de, birleşmese de; “Başkanlık sistemine geçilse de, geçilmese de… Sayın Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı olduğunda; partisinin yönetimini ve başbakanlığı, Sayın Numan Kurtulmuşa emanet edeceği” kanısındayım.
***
ALMANYADA SÜNNET YASAKLANMIŞ! Daha kötü şeyler de olabilir. Oldu da! Sekiz Türkü öldürenlere, resmi kurumların destek verdiği kanıtlandı!
Yahudi din adamları, “İnananlarını Almanya’ya terk etmeye” davet ediyor. Biz oradaki fabrikaların aynısını burada yapıncaya kadar; Almanya’yı terk etmeyeceğiz. Her yıl vatanımızı ziyarete geleceğiz. SÜNNET DÜĞÜNLERİMİZİ YURDUMUZDA VE KÖYÜMÜZDE DAVULLU ZURNAYLA YAPACAĞIZ. [email protected] www.nazifkurucu.com.tr
