Ramazan Bayramının Müslümanlar arasında müstesna bir yeri vardır. Çünkü Ramazan Bayramı, her gün tutulan orucun iftar vaktindeki sevinci gibi, tutulan bir aylık orucun toplu bir iftar sevincini ifade eder. 

                Bir ay gibi uzun bir süreyle, özellikle Ramazan'ın yaz mevsimine denk geldiğinde sıcak günlerde nefislerine oruç tutturan Müslümanlar, sabır imtihanını vererek manevi sorumluluktan kurtulmanın sevincini, Ramazan Bayramında yaşama imkânına kavuşurlar. Yani, şükür bayramı yaparlar.

                Bayramlarda yapılması mendup olan (dinimizin güzel gördüğü) hususlar vardır. Bunlar;

                Bayram sabahında erken kalkmak, yıkanmak-gusletmek, misvak kullanmak-ağzı temizlemek, güzel koku sürünmek, en güzel elbiselerini giyinmek, Allah’ın verdiği nimetlere şükretmek için sevinçli ve neşeli görünmek menduptur.

                Ramazan Bayramı’nda sabahleyin camiye gitmeden önce tatlı bir şey yemek, varsa bunun hurma olması ve bir, üç beş gibi tek adetli olması güzel bir davranıştır.

                Bayram Namazına erken davranmak, varsa namazgâha ve büyük camiye gitmek. Ramazan Bayramında içinden, Kurban Bayramında açıktan tekbir getirmek, dönüşte mümkün ise başka yoldan gelmek, karşılaştığı müminlere güler yüzlü olmak ve tatlı söz söylemek, gücü nispetinde sadaka vermek menduptur.

                Bayramlar, eş-dost ve akrabaların beraberce mutluluklarını paylaştıkları, karşılıklı yenilip içildiği ikram günleridir.

                Bayram günü Ana-Babayı unutmayıp ziyaret ederek hayır dualarını almak dini bir görevdir. Akraba, eş-dost ziyaretleri yapılır. Daha fazla Müslüman’la karşılaşıp sevinci paylaşmak sünnettir. Çocuklar, bilhassa öksüz ve fakir çocuklar sevindirilir. 

                Aralarında dargınlık bulunanlar barıştırılır. Ramazan ayı içinde verilmemişse fitrenin de o gün verilmesi gerekir.

                Ölmüşlerimizi de unutmamak lazım. Mümkünse kabir ziyaretleri yapılıp Yasinler, Fatihalar okunup ruhlarına bağışlanmalıdır. Kabristana gitme imkânı olamayanlar evlerinden okuyup bağışlamalıdırlar. Onların affı için hayır dualar etmelidirler.

                Gidip-gelme imkânı olmayan uzaktaki dost ve akrabalar, telefonla (kısa da olsa) selâmlaşıp-bayramlaşarak gönülleri alınmalıdır.

                Bayramlarımızın en güzel şekli (tanısın tanımasın) Müslümanların musafaha yaparak (tokalaşarak), kucaklaşarak birbirleriyle bayramlaşması, bayramlarını kutlaması ve tebrikleşmesidir. Sahabeler birbirleriyle "Bârekâllâhü lenâ ve leküm" diyerek bayramlaşırlardı, yani "Allah bizden de, sizden de kabul etsin" dedikleri rivayet edilir. Bu tebrikleşme bizim dilimizde "Bayramınız mübarek olsun, bayramınızı kutlu olsun, hayırlı bayramlar" gibi sözlerle ifade edilir.

                Bayram namazı, Cuma namazı kime farz ise; o kimseye bayram namazı kılmak ta vaciptir. Bayram namazından sonra okunan hutbeler sünnettir.

                Bayram namazının vakti, güneşin doğuşundan takriben elli dakika sonra başlar. Zeval vakti denilen güneşin tam tepeye gelme zamanına kadar devam eder.

                Bayram namazları ikişer rekât (dokuz tekbir, iki rekât) olup cemaatle kılınır. Bayram namazına yetişemeyen kimse, artık onu kaza edemez ve tek başına kılamaz.

                Ramazanı Şerif Bayramınızı tebrik eder, tüm âlemi islâm’ın kurtuluşuna vesile olmasını Cenabı Allah’tan (c.c.) niyaz ederim.