Partiler arası çekişmelerle iyice partizanlaşmış bir Cumhurbaşkanının, tarafsız olarak tüm vatandaşlarımızın vicdanlarını tatmin etmesi beklenemez. Hele de, cumhurbaşkanlığını, devlet başkanlığına çevirip; hem başbakanlığın ve hem de cumhurbaşkanlığının yetkileri ve gücünü, particilik ve kendi partisinin çıkarları doğrultusunda kullanma ihtimali yüksekse; yalnız vatandaşların değil, ülkemizin ve devletimizin geleceği de tehlikeye girebilir.

Bugüne kadar üç aday belli oldu:

-MHP ve CHP çatı aday olarak Sayın Prof. Dr Ekmeleddin İhsanoğlu'nu gösterdiler.

-HDP adayı daha sonra kendini belli etti.

-Sayın başbakan da, son olarak adaylığını ilan etti.

*HDP ve kardeş partisinin oy oranı belli. Onların oylarının, seçim ikinci tura kalırsa kime gideceği bakımından önemli olabilir.

*Belediye seçiminde, AKP oyları ile; MHP ve CHP'nin toplam oyları;  yüzde kırk üç olarak  birbirine eşit gibi görünüyordu. Fakat birlikten kuvvet doğar. Çoğu zaman, 1+1 toplamının gücü, tek başına kalan 2'nin gücünden fazladır.  İki muhalefet partisinin oyları tam olarak Ekmeleddin beye giderse; onun Cumhurbaşkanı olma ihtimalini, garantiye yaklaştırır.

Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu,  Ş. Karaağaçlı Prof.Dr Emin Bilgiç'in kızıyla evlenmiş. Diğer bir Emin Bilgiç de, Ankara'da hakim idi. Mülkiye'yi birincilikle kazandığım günlerde dayım beni onun yanına götürmüştü. Dedemin anası da o sülaledenmiş. Onlarda  Emin adı çoktu. Dedem de, en küçük kardeşimin adını Emin koymuş; babam nüfusa yazdırırken Tekin adını eklemiş.  Annemin babası  olan dedemin annesi de, Şarki Karaağaçlı Bilgiçlerin halası imiş. Şarki Karaağaçta dini eğitimin çok güçlü olduğu dönemde; kervancılıkla zengin olan dedemin dedesi; oğlunu Ş. Karaağaçlı hocalara göndermiş. Ünlü hoca, dedemin annesi olan kızını Yalvaçlı öğrencisi ile evlendirmiş; dedem de o evlilikten doğmuş. İlkokulun dört yılını Karaağaçta okudum. Orta okul yoktu. Bilgiç soyadlı Karaağaçlı öğrenciler, dedemin evinde kalarak Yalvaç ortaokulunda okurlardı. Bu sülalenin başı, Müftü Hacı Sadullah efendi idi. Oğlu Sait ve Sadettin Bilgiç çok faaldiler. Sait Bilgiç'in kurduğu Milliyetçiler derneğinin, iktidarı alacağından korkan Menderes, derneği temyizi mümkün olmayan küçük bir para cezasıyla kapattırdı.(Sadettin Ağabeyle ise; aynı dönemde zıt partilerde milletvekilliği yaptık. Azgın muhaliflerdendim. Aramız hiç açılmadı.) Onların en küçük kardeşleri, erken yaşta İstanbul'da girdiği denizde boğulan Süreyya Bilgiç'i de, hepsini rahmetle anıyorum.

Demem o ki; Prof Dr Ekmeleddin İhsanoğlu, Cumhurbaşkanı seçimi yaklaşınca koşup gelmiş nevzuhur biri değildir! Kökleri Yozgat'ta, Isparta'da, Ankara'da ve ş. Karaağaçta olan; buna rağmen dünyanın birçok yerinde de profesörlük unvanı kazanan, ünlü ve güçlü bir şahsiyettir. Rahmetli Sait ve Sadettin Bilgiç ağabeylerin, devamıdır adeta... O kazanırsa, dünyaca bilinen, tanınan ve takdir görüp unvanlar kazanan bir cumhurbaşkanımız olacak.