Her cadde ve sokak, her nokta izleniyor. Her yer kameralarla dolu! Üstelik sizin o minik kameraları görmeniz ve izleme alanı dışına çıkmanız da olanaksız. Çünkü çoğu kamera toplu iğne başından da küçük ve her yere konulmuşlar. Hepimizin özgürlüğü tehdit altında!

Hepimizi izleyen yalnız kameralar değil! Her saniye fotoğraflarınız çekilmekle kalınmıyor. Her çıkardığınız ses, her hareketiniz; belki esnemeniz ve yellemeniz de; gizlice minik ses alma aletlerince kaydediliyor. Artık hiçbirimiz özgür değiliz! Kameraların ve dinleme aletlerinin tehdidi altında, korkudan sindirilmiş esirler gibiyiz!

Ne kadar kaçsanız kurtulamazsınız. Cebinizdeki telefonunuz bile tüm konuşmalarınızı, isteyen herkese ulaştırıyor. Telefonu kapalı tutmanız fayda etmez! Kendi aletiniz kapalıyken de, bir verici radyo istasyonu gibi, aleyhinize yürüttüğü faaliyeti sürdürüyor. Dağ başına da çıksanız, gök yüzüne de uçsanız, dinleniyorsunuz ve Gözetleniyorsunuz. Hiçbir düşmanınız olmasa da; en yetkili makamların koltuğuna da kurulmuş olsanız; çırçıplaksınız sanki!   Mafya babaları da, dolar milyarderleri de, en büyük makam sahipleri de dinleniyor, izleniyor, fotoğraflanıyor, günahları ve sevapları  kaydediliyor. Böyle olduğu herkesçe bilindiği için; milyonlarca insanın ve ülke nüfusunun yarıdan fazlasının, özgürlüğü kısıtlanıyor. Teşhir edilme korkusu vatandaşlarımızın hürriyetini yok edip, yaşamını cehenneme çeviriyor. Sanki kıyamet günündeyiz... Bir farkla ki, suç defterleri kıyamet günündeki gibi insanların kendi ellerine verilmiyor. Aleme teşhir edilerek, ağır şekilde cezalandırılıyor herkes!  Birçok rezalet her an teşhir edilip, koltuğunu terk etmek zorunda bırakılan veya aile yaşamı darbelenip el içine çıkamaz duruma düşürülen birçok ünlü ve makam sahibi zavallı insanlara haksızlık yapılıyor. Üstelik bizim gibi ayıplaması çok fazla ve başkalarının suçlu çıkarılmasından zevk alanları bol olan toplumlar, bu rezaletlerle çöküyor. Çoğu düzmece olan ve okyanus ötesine götürülüp oradan servis edilen o kasetlerle istifa ettirilen veya hayatı kaydırılan o insanlar; belki de ülkemize başarılı hizmetler sunacaklardı... Belki de görevlerini ve makamlarını korumuş olsalar, bugün ülke ve ulus olarak daha iyi yerlere ulaşacaktık...

Tüm kameraları kaldırmak ve dinlemeleri yasaklamak çare olur mu? Yasak koymakla önlenemez. Ayrıca izlemeler, bir yönüyle de yararlı! Kamera kayıtları ve telefon dinlemeleri, birçok suçun ortaya çıkarılmasını ve suçluların yakalanmasını sağlayarak topluma faydalı da oluyor. Yaşlı Ermeni kökenli vatandaşları öldürüp gasp edenlerin, ırkçı kişiler olduğu sanılıyordu. Suçlunun da Ermeni bir soyguncu olduğunu, kameralar ortaya çıkardı. Öldürülen Amerikalı bayanın katili de o görüntülerle bulundu ve yakalandı.

Zaten telefon şirketi tüm konuşmaları ayrıcalıksız kaydederek, devletin ilgili organına veriyor. Her noktanın kamerayla izlenip kaydedilmesi ve konuşmaların dinlenmesi, suçluların yakalanıp toplumun huzura kavuşturulmasını sağlıyor. Polisin, Jandarmanın ve Mit'in ülke yararını koruması da; o izlemelerle ve dinlemelerle kolaylaşıyor.  Kameraların kaldırılması ve resmi kurumlarca yapılan dinlemelerin yasaklanmasının, sakıncası da çok!

İnsanlarımızın el içine çıkamaz hale getirilmesinin ve makam sahiplerinin koltuklarını terk etmek zorunda bırakılmasının çaresi yok mu? Kısmen de olsa var. Bu kayıtları teşhir edenlere; filmleri ve dinlemeleri makam sahiplerini, görevlileri ve sade yurttaşları el içine çıkamaz hale getirmek için kullananlara; ağır cezalar konulması gerek! Teşhire neden olanlar ve teşhirciler, en ağır şekilde cezalandırılmalı ve ağır tazminatlara mahkum edilmeliler. Teşhir edilen kasetlerin ve belgelerin gerçek olması dahi; teşhircinin ceza almasını ve tazminat ödemek zorunda bırakılmasını engellememeli. Böyle bir yasaya çok acil ihtiyaç var.

}