Kızılderililer Bering Boğazının buz tuttuğu bir dönemde, o tarafa geçen akrabalarımızdır. Oturan Boğa bir Kızılderili şefiydi. Esen Boğa ise, Ankara havaalanına adı verilmiş olan bir Türk kahramanıdır. Bu benzerlik, eski kökenlerimizin ortak olduğunu gösteriyor. Amerika kıtası yerlilerinin, Kuzey Asya'nın doğu ucundaki uzantıdan buz tutmuş bir dönemde yeni kıta'ya geçtikleri kesindir. Onlarla, binlerce yıl önceki atalarımız aynıdır. Gelenek ve göreneklerimizde bile, aradan geçen on bin yıllara rağmen benzerlikler var. Kızılderililerin yağmur yağdırma ritüelleri ile, Orta Asya ve Anadolu Türklerinin yağmur duaları seremonisi, birbirine çok bezemektedir. İşin enteresan yönü, yağmur dualarından sonra; yağmurun genellikle yağdığıdır. Hiçbir yağmur duasından sonra, yağmurun yağmadığını görmedim.
Yüzyıllarca av hayvanı gibi avlanıp öldürülen, belli yerlere kapatılıp hapsedilerek yaşam hakları gasp edilen bu akrabalarımız, şimdi oy kullanabiliyorlar. Normal bir vatandaş gibi haklara sahipler artık! Onlarla yakınlığımızı artırarak, dünyaya şekil verecek güce ve cürete ulaşmış olan Amerika Birleşik devletlerinin içinde, Türkiye ve Türklerden yana güçlü bir lobi oluşturamaz mıyız?
Gerçi Amerika'da Türkiye'den gitmiş olan Türkler de çok. Yılda bir kez yapılan Türk gününde binlerce ve on binlerce oraya gitmiş olan; çoğu da çifte vatandaşlık kazanmış bulunan kardeşlerimiz yürüyor. Fakat orada binlerce yıldır yaşayan yerli ve uzak akrabalarımız olan Kızılderililerin yakınlığından da yararlanıp sempati toplamamız iyi olmaz mı? Artık dünyaya şekil verme yönünde A.B.D. nin önemli bir etken güç olduğu inkar edilemez.
Neredeyse Aynı güce yaklaşmakta olan Çin ülkesinin içinde kalan ve dillerini, diğer Türk topluluklarınkinden çok daha iyi anlayabildiğimiz Uygur Türkleri kardeşlerimizin etkisinden yararlanmaya, hiç çabalamadık. Belki de yöneticilerimiz, "Geniş, ve sürekli genişleyen güçlü Çin ülkesindeki kardeşlerimizle ilgi kurarsak; onları yasaklar ve baskılarla asimile etmeye uğraşan Çin ile aramız açılır." diye düşünüyor olabilirler.
Uygur Türklerinin bağımsızlığı için çırpınan; Çine hiç sokulmayan, belki yakalanırsa idam edilecek olan Türk önderi kahraman kadınla ilgilenmemek; Çin yöneticilerini karşımıza almamak içindir! Birçok ülkeye gidebilen o kahraman Türk Kadınının ülkemize girmesine nedense izin verilmedi.
Amerika'daki uzak akrabalarımız Kızılderililerle ilgilenmek ve onların önderlerini yurdumuza davet etmek ise; hiç tehlike yaratmaz. Kızılderililere karşı yok etme kampanyalarının yürütüldüğü vahşet döneminde; bir Kızılderili şefinin; "İnsanların kardeşliği ve doğanın korunması için" yazdığı mektup var ki; bugünkü yeşilci ve barışçı gurupların o mükemmellikte bir beyanına rastlamadım.
Ne de olsa, A.B.D. çok ileri bir demokrasi ülkesidir. Kanımca, Kızılderililerle özel olarak ilgilenmek; şeflerini ve temsilcilerini davet edip ağırlamak; dünya liderliğine oynayan Amerika'yı hiç de kızdırmaz. Kızılderili akrabalarımız da, eşit oy hakkına sahipler. İçlerinde çok zenginleşen ve politik güç sahibi olanlar da var. En azından bir bölümü turist olarak gelse; çok güzel ve yararlı olur. Devlet ve Dış İşleri örgütü olarak; tepki yaratmayacak bir incelikle; o akrabalarımızla ilgilenmeliyiz. Oradaki Türkler, Türk Günü etkinliklerine ve diğer merasimlerine onları da davet etmeli.
Dış ilişkilerde, her türlü lobilerin ve yakınlıkların faydası büyüktür. Birçok yakın ve uzak ülkede, bizimle türlü yakınlığı bulunan halk yığınları var. Diplomatlarımız görevli oldukları ülkelerde, o sempatizanlarımızı bulup ilgilenmeli. Birçok ilgisiz ülkeye, sempati kazanabilmek için; çok büyük yardımlar gönderiliyor. Her biri bir ilimizi kalkındırabilecek olan o yardımlarımız genellikle boşa gidiyor. Oralarda bize sempati besleyen grupları bularak ilgilenmek daha kolay ve etkili olacaktır. Birçok ülkede bir vakıf tarafından açılan ve Türkçe eğitim veren okullarda ülkemize sempati kazandırıyor. O gibi etkinlikler genişlemeli.