Günümüzde ergenliğe adım atan birçok genç, "özgürlük" arayışı adı altında aile içindeki kurallardan, toplum ahlakından ve inançtan sıyrılmaya çalışıyor. Bu arayışlar, dijital çağın sınırsız dünyasıyla birleştiğinde, endişe verici boyutlara ulaşabiliyor.

Küresel güçlerin ve Siyonizm'in tekelinde bulunan Sosyal medya, sadece davranış ve giyim tarzlarını değil aynı zamanda alkol, sigara ve hatta uyuşturucu gibi alışkanlıklara ilave olarak, çarpık ilişkileri bile sürekli paylaşıp normalmiş algısı oluşturarak Müslüman Türk aile yapısına aykırı ilişkileri teşvik ederek, körüklemekte.

Aileler ise bu hızlı değişim karşısında çoğu zaman geçmişin yöntemlerine başvurarak; “Ayıp olur”, “Ailemizin kuralları var” veya “Dinimize göre günahtır.” söylemleriyle çözüm arayışına girmekteler.

Ancak, kendilerine dayatılan bu kurallara boyun eğmek istemeyen gençler, ailelerine “Dinde zorlama yoktur” ayetini hatırlatmayı kurtuluş olarak görmeleri üzerine, ebeveynlerde “Sen Müslümansın, İslam'ın hükümlerine uymakla mükellefsin” şeklindeki cevapla karşılık veriyorlar.

İşte tam da bu noktada, diyalog kopuyor!

Köşeye sıkıştığını hisseden genç, “Ben ateistim” deyip, din'in emirlerinden kendini azat ettiğini zannettiği çıkışı yapıyor.

Aldığı bu cevapla, bu kez köşeye sıkışan ebeveynler oluyor ve bir çaresizlik şoku yaşıyorlar. Aslında bu şokun temelinde inançsızlıktan ziyade, bir nesil çatışması yattığının kimse farkında değil!

Ebeveynler geçmişte geniş aile yapısı içinde, toplumun otokontrol mekanizmalarıyla saygı, edep ve ahlakı içselleştirerek ve bu kuralların toplum ve devlet tarafından da desteklendiği zamanda yetiştiklerinden, çocuklarını kontrol etmek bu güne göre çok daha kolaydı. Fakat, bugün geçmişteki korku ve baskı yöntemlerini uygulamaya devam eden aileler, maalesef evlatlarını tam da karşı çıktıkları sisteme ya kaptırdılar ya da kaptırma riskiyle karşı karşıyalar.

Peki ne yapmalıyız?

Çözüm; saygı, sevgi ve örnek olmaktan geçiyor.

Korku yerine karşılıklı Saygı ve Sevgi.

Ailedeki temel duygu korkuyla inşa edilen baskı olmamalı. Unutmayın, saygı tek taraflı değildir. Ebeveynler de çocuklarına saygı göstermeliler. Karşılıklı saygı, sağlıklı iletişimin temel taşıdır.

Onlar Birer Birey:

Çocuklarınız sizden bir parça ama malınız değil. Onları kendi istediğiniz kalıba sokmaya çalışmayın. Kendine has, özgün birer birey olduklarını kabul edin.

Baskı Yerine İkna Edici ve Örnek Olun:

Öncelikle söze doğru yaptıklarını takdir ederek başlayın, uzun nasihatler ve ani tepkiler göstermek yerine, “Bunu şöyle yapsan daha iyi olmaz mıydı” gibi, sade ve makul bir dil kullanarak ikna etmeye gayret edin.

Kalıba Sokmak Yerine Örnek Olun:

Asıl sorumluluğunuz çocuğunuzu kalıplara sokmak değil, iyi örnek olmaktır. Esasında en temel ihtiyaçlarının maddiyattan önce şefkat, ilgi ve önemsediğinizi göstereceğiniz kaliteli zamanlar ayırmak olduğunu unutmayın. İşim var arkadaşlarla çıkmam gerekiyor, seninle daha sonra ilgileneceğim derseniz, çocuk arkadaşlarınızdan daha değersiz olduğunu haklı olarak düşünecek ve size belli etmese dahi içten kırılacak ve belki bu kırılmaların bir ömür telafisi olmayacaktır.

Birlikte Anı Biriktirin:

Özellikle akşam yemeklerini ailenin bir araya geldiği, sohbet ettiğiniz bir ritüele dönüştürün. “Günün nasıl geçti?” sorusu, onların dünyasına açılan bir pencere olacaktır ve size onun iç dünyasına girmek için bir fırsat olduğu gibi kaynaşmanın ilk adımı olacak ve kendi yaşadıklarınızdan örnekler vererek yol gösterme imkanı doğuracaktır.

Duygusal Bağ Kurun:

Birlikte gülmek, eğlenmek, ders çalışmak, evde cemaat olup namaz kılmak, kırlarda yürümek, bisiklete binmek, film izlemek...

Tüm bu ortak paylaşımlar, aranızdaki duygusal bağı güçlendirecektir. Zamanla göreceksiniz ki “Ailem arkamda” diyebilen bir çocuk, hayatın zorluklarıyla daha kolay başa çıkacaktır.

Unutmayın; sadece para ve imkan sunarak ama sevgi ve ilgi göstermeyerek büyüttüğünüz bir çocuk, bir gün bu eksikliği size hissettirecektir. Onlara güvenin ki, onlarda kendilerine güvensinler.

Evlat yetiştirmek bir sanattır ve bu sanatın en önemli malzemeleri de sevgi, sabır ve karşılıklı saygıdır.

Sonuç olarak; çocuğunuzun muhalif düşünce ve davranışları karşısında sabırlı olun. Çözümü, onunla birlikte hareket ederek, iletişim kanallarınızı hiç kapatmadan ve zamana yayarak bulun.