Siyasi otorite, çoktan beri Merkez Bankasına, enflasyon oranının çok daha altında bir faizi kabul ettirebilmek için, çeşitli baskılar uyguladı. Aslında adaletli bir sistem için; faiz oranının, enflasyon oranıyla eşit olması gerekir.

Merkez Bankaları, bağımsız olması gereken en önemli kurumlardır. Bütün dünyada böyledir. Amerikan devlet başkanı bile,kendi merkez bankasına müdahale etmiyor.

Değişik dönemlerde, Mülkiyeden sınıf arkadaşım olan uzman maliyeciler; Merkez Bankası Başkanlığını başarıyla yürüttüler. Şimdiki Başkan da aynı soğukkanlılığı ve başarıyı bütün haksız ve ölçüsüz baskılara rağmen; düzenli olarak sürdürüyor.

Merkez Bankası, enflasyon oranının altında bir faiz belirlediği zamanlarda; ekonomimiz her defasında zarar gördü. Enflasyon patladı.

Fakat politik güç, bu durumlara aldırmadan; bağımsız olan ve bağımsız olması, her bakımdan ülke yararına çıkan ve şart olan bu güzel kurumu; emri altına almanın çabası içinde oldu.

Bütün ülkelerde, enflasyon ne kadar yüksekse; faiz oranları da ona göre belirleniyor. Bizim yöneticilerimiz ise; "*Ne kadar çok para basarsak basalım... *Enflasyon ne kadar yüksek olursa olsun... Resmi faiz çok düşük olmalıdır!" baskısını ısrarla sürdürüyorlar.

Amerikan merkez bankası FED ve onun bayan başkanı; yalnız kendi ülkesinin değil; neredeyse bütün dünyanın ekonomik durumuna ayar verecek bir gücü koruyor.

Bizim merkez bankamıza ise; uzmanı olduğu konularda çözümler bulmasına izin vermemek için çırpınan politikacılar; ne yazık ki her dönemde oldu. Fakat gerçek şudur ki; Boğazın yakın ve uzak çevresindeki tarlaları kapatıp; sonra da bütün yatırımları o tarafa yaparak, kendi yerlerine gökdelen ruhsatları vererek yüz misli değerlendirenler; ulusal ekonomiyi güçlendirme yönünde hiçbir bilgiye hatta böyle bir amaca sahip değildirler.

Zaten kendilerini güçlendirmek ve Karun misali ve de Karun'dan da çok zenginleşmekten; her şeye ve hepimize hükmetmekten başka bir idealleri, var mı? Bilmiyorum!