Tarımsal Kuraklıkla Mücadele Stratejisi ve Eylem Planı hazırlıklarını sürdüren Tarım ve Orman Bakanlığı, Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü (TAGEM) bünyesinde faaliyet gösteren enstitülerce, hem değişen iklim ve toprak koşullarına uygun abiyotik (ekstrem sıcaklık, kuraklık, tuzluluk vb.) ve biyotik (hastalık ve zararlı) stres koşullarına dayanıklı hem de bu koşullarda bile yüksek verimli ve kaliteli tohum ıslah çalışmalarına devam ediyor. Bu kapsamda Araştırma Enstitüsü Müdürlüklerince kuraklığa toleransı olan 30 ekmeklik buğday, 12 makarnalık buğday ve 19 arpa çeşidi geliştirilerek üreticinin hizmetine sunuldu.

Bakanlığın resmi internet sitesinde yer verilen bilgiye göre; tescil edilen çeşitler son yıllarda özel sektöre ve TİGEM’e devredilerek tohum çoğaltma çalışmaları yapılıyor. Bu çeşitlerden TANER ve BOZKIR kuraklık dayanımı ve yüksek su kullanım etkinliği özellikleri ile mevcut kuruda ekilen çeşitlere göre verimde yüzde 15-20 artış sağlamışken kalitede ise TANER yüzde 250, BOZKIR ise yüzde 200 artış kaydedildi. TİGEM’e devredilen SELÇUKLU ise daha yüksek verim ve kalite değerlerine sahip özellikleri ile piyasaya sunulacak.

2022 yılında teklif edilen ve TAGEM-Doğu Akdeniz Geçit Kuşağı Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü’nün 2023-2027 yılları arasında yürüteceği “Kuraklık Stresine Dayanıklı Nohut Genotiplerinin Geliştirilmesi” projesi ile kuraklığa dayanıklı, üreticilerin ve pazarın isteklerine uygun yeni nohut çeşitleri geliştirilmeye çalışılıyor. Bu amaçla kuraklığa dayanıklı ebeveyn hatlar belirlenecek ve ıslah programı oluşturulacak.

TAGEM tarafından finanse edilen ve 2017-2021 yılları arasında yürütülen “Mısırda Kuraklık Stresine Toleranslı Çeşit Islahı” adlı proje kapsamında; kuraklığa toleranslılık ıslahı için oluşturulan popülasyonlardan ileri kademede nitelikli hatlar elde edilmiş ve önceki dönemlerde başarılı olan saf hatlar birbirleri ile melezlenerek aday çeşitler geliştirildi. Bu proje Batı Akdeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü (BATEM) liderliğinde yürütülmekte olup, diğer mısır çalışan enstitülerimizde lokasyonlar şeklinde gerçekleştiriliyor.

Yem Bitkileri Çalışmaları

Kaba yem ihtiyacının giderilmesine yönelik olarak, kurağa tolerant yem bitkisi (macar fiğ, otlak ayrığı, kılçıksız brom, korunga gibi) çeşit geliştirme çalışmaları da devam ederken kuru şartlarda yürütülen yonca çalışmaları, yonca ıslah projesi çerçevesinde sürdürülüyor. 2020 yılı çalışma sonuçlarına göre kuru koşullarda iki adet çeşit adayı materyal bölge verim denemelerinde olumlu sonuçlar alınarak tescil başvurusu yapıldı. Türkiye’de pek tanınmayan çalı bitkisi konusunda çoğaltım ve araştırma çalışmaları ise Ankara Tarla Bitkileri Merkez Araştırma Enstitüsü ve Eskişehir Geçit Kuşağı Tarımsal Araştırma Enstitüsü’nde yürütülüyor. Diğer taraftan, çok su tüketen ve 8-10 ton silaj elde edilen silajlık mısıra alternatif olabilecek silajlık yulaf ve tritikale geliştirme çalışmaları sonucunda, dekara 7 ton silaj elde edilebilen yulaf ve tritikale çeşitleri geliştirildi.

Endüstri Bitkileri Çalışmaları

Kuraklığa oldukça dayanıklı ve marjinal alanlarda da rahatlıkla yetiştirilebilen aspir bitkisinde de Trakya Tarımsal Araştırma Enstitüsü tarafından Linas ve Olas isimli çeşitler tescil ettirildi. Enstitülerde ayrıca “Soyada Verim ve Kalite Özellikleri Bakımından Üstün, Kuraklığa Toleranslı Genotiplerin Geliştirilmesi (2021-2023 )” TÜBİTAK projesi sürdürülüyor. Proje sonunda kurağa tolerant soya çeşitlerinin geliştirilmesi bekleniyor.

Pamuğa yönelik olarak çalışmalar Nazilli Pamuk Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü’nce TÜBİTAK iş birliğinde sürdürülürken marjinal alanlarda ve nadas alanlarında toprağı yormadan yetiştirilebilecek kurağa dayanıklı ketencik bitkisi için ülkemizde ilk yerli ve milli ketencik (Aslanbey) çeşidi 2017 yılında tescil edildi. Yenilenebilir enerji kaynağı olarak ketencikten hem kaliteli biyodizel hem de kaliteli biyojet yakıtı elde edilmekte olması yeşil mutabakata imza atmış olan Türkiye için büyük önem taşıyor. TAGEM-Üniversite iş birliği ile “Kurağa Dayanıklı Hibrit Şeker Pancarı Çeşit Geliştirme Projesi” de devam ediyor.

Kuraklığa dayanıklı çeşitlerin tüm Türkiye’ye yaygınlaştırılması hedeflenirken, yayılma hızı dikkate alındığında geliştirilen çeşitlerin kullanım oranının, yakın zamanda ekmeklik buğday ekiliş alanlarında önemli bir düzeye ulaşması bekleniyor.

Daha az su tüketen, su kullanım etkinliği yüksek endüstri bitkilerinin geliştirilmesi, Toprak İşlemesiz Tarım ile Azaltılmış Toprak İşleme ve Doğrudan Ekim Sistemlerinin tanıtılması ve yaygınlaştırılması, çayır ve meralara kuraklığa dayanıklı bitki tohumlarının doğrudan ekim sistemi ile ekilmesi, küçükbaşta Merinos ve Akkaraman ile büyükbaşta Anadolu Esmeri geliştirme projelerinin yürütülmesi, bitki genetik kaynakları belirlenerek karakterizasyonu ve ıslah programlarına entegrasyonu gibi çalışmalar ile kuraklıkla mücadelenin süreceği belirtiliyor.