Her ne sebeple olursa olsun her seferinde Akşehirli olduğunu iddia eden ve şehrimize üçüncü kez gelmiş olan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na hoş geldiniz dedim.

Akşehir yöresinde bulunan on binlerce Yörük ve Türkmen’in, Yörük Türkmenleri adı altında siyasi bir programa katılmayacaklarını bildirmiş olmalarına rağmen, yine de Yörük Türkmen buluşması adıyla da olsa Akşehir’de organize edilen programın şehrimize renk katması ve ulusal basında yer bulmasına vesile olmasını memnuniyetle karşıladım.

Genel Başkan yardımcıları, milletvekilleri, bazı büyük şehir, il ve ilçe belediye başkanlarının yanı sıra otobüsler dolusu taraftarın da şehrimize gelmiş olmalarının, en azından ticari olarak çok bereketli olduğu kanaatindeyim.

Hangi parti mensubu olursa olsun üst düzey ziyaretlerin yapılmasını, bu vesilesiyle şehrimizin gündeme gelmesini ve buna mukabil değerinin artmasını önemsiyorum. Bu ziyaretlerden siyasi kazanımlarla birlikte maddi kazanımların da elde ediliyor olması halkımızı memnun ediyor.

O gün kalabalığa karıştığımda, dışarıdan gelen misafir sayısının epeyce fazla olduğuna tanık oldum. Pastane, lokanta, çay ocakları, hediyelik eşya satanlar ve zücaciye gibi işletmeler başta olmak üzere birçok esnafımızın para kazandıklarını görünce inanın pek bi sevindim.  Antalya Büyükşehir Belediyesi’ne ait yemek dağıtım tırının da gelmemiş olmasını tercih ederdim, gelmiş olmasını da garipsemedim. Çünkü getirdikleri vatandaşların mali külfetleri onların boynuna olduğundan, haliyle haklıydılar.

6+1’li masanın kurucusu ve büyük ortağı CHP lideri Kılıçdaroğlu, şu ana kadar Cumhurbaşkanlığı adaylığı ile ilgili masadan alamadığı desteği, yurdun değişik yerlerinde halkın arasına karışarak bulmaya çabalıyor. Belki bu nedenledir ki; baba ocağım dediği Akşehir’e gelme sebebi, ihtiyacı olan morali bulmak ve adaylık meşalesini yakmaktı.

Eğer halk o meşaleyi tutuşturursa, yuvarlak masaya götürecek ve orada bulunanlara püflettirmeden, muhtemel seçim tarihi 14 Mayıs’ta Millet İttifakı’nın ortak adayı olarak meydanlara çıkmanın hesabını yapıyor. Artık her seçimde karalar bağlayan ve ümitlerini başka seçimlere aktaran CHP örgütlerinin yaralarına merhem olabilmeyi çok istiyor.

Malumunuz, bir buçuk yıldır aralıksız toplanmasına rağmen ortak bir aday üzerinde birleşemeyen yuvarlak masaya ruh çağrıldığı esprileri yapılmaya başlandı. Bu espriye dayanarak benim ruhumu çağırmış olsaydınız, inanın masada başkanlığı en çok hak edenin Kılıçdaroğlu olduğunu söyler ve Kılıçdaroğlu'nun adaylığını yürekten ilan ederdim.

Bu arada büyük heveslerle şehrimize gelip gitmiş olan Kılıçdaroğlu'nun, beklediği desteği ve aradığı cesareti bulduğunu söylemem de pek inandırıcı olmaz. Niye mi? Çünkü Kılıçdaroğlu’nun Batı Cephesi Karargahını ziyaret ettiği sırada ben de orada pür dikkat etrafı gözlemliyordum. Millet İttifakı’na mensup olan tüm siyasi parti temsilcileri bir bir muhtemel adaylarına sarılıp, taraftarlarına aynı Akşehirspor taraftar gurubunun tüm stadyumu inleten sloganlarına benzer sloganlar attırmalarını beklemiştim. Ama nafile, ben çıtayı çok yüksek tutmuş olacağım ki bir iki “Akşehir il olsun” cılız bağırmaları dışında, uçan arının vızıltısının duyulacağı kadar sessiz olunmasına şaşırdım. Bununla birlikte işyerlerinden dışarı çıkarak hoş geldiniz diyen esnaflar olmadığı gibi, yine kaldırımlarda birikmiş gönülden slogan atan taraftarlara da şahit olmadım. Demek ki CHP’liler bu sefer, sessiz ve derinden gidelim de aman kimseyi uyandırmayalım diye düşünmüş olabilirler.

Diyeceksiniz ki salon inledi; hepimiz biliyoruz bu tür programlarda salondakiler tertip edilen sloganları atarak yapay coşku verirler. Önemli olan gerçek mesajlar, halkın anlık coşarak verdiği olumlu tepkilerde ortaya çıkar. Ve maalesef ben bunların hiçbirini göremedim. CHP ilçe örgütünü, liderlerini üç kez şehrimize getirmiş olmalarından ve yoğun ama sessiz bir faaliyete ev sahipliği yapmış olmalarından dolayı kutluyorum.

Bu arada yeri gelmişken; AK Parti’nin kurulduğu günden beri Akşehir’de yapılan genel ve yerel seçimlerin kazanılmasında emeği olan AK Parti ilçe teşkilatının, AK Parti’nin lideri Recep Tayyip Erdoğan’ı ne AK Parti Genel Başkanı sıfatıyla ne Başbakan sıfatıyla ne de Cumhurbaşkanı sıfatıyla şehrimize davet etmemelerinin ya da edememelerinin büyük eksiklik olduğunu söylemeden geçmek istemiyorum. AK Parti seçmenlerinin reislerine olan sevgilerini ve desteklerini göstermek, onu canlı canlı görmek için heyecanla beklediklerini buradan ifade ederken, en azından bugüne kadar kulak tıkayan ilçe başkanının da kulaklarını çınlatıyorum.

MHP ve AK Parti’ye ait bayrakların, kapalı spor salonunun karşısında bulunan binalardan sallandırıldığını gördüm. Aslında o bayraklardan çok daha fazlası, böyle bir günde MHP ve AK Parti ilçe teşkilat binalarının bulunduğu bölgelerde asılmış olsaydı, sanki görsel olarak daha anlamlı olabilirdi diye düşündüm.

Millet İttifakı’na mensup diğer parti teşkilatlarının, programa zoraki katılmış oldukları kanaatine vardım desem abartılı olmaz. Öyle ki; İYİ Partililer kalabalık bir heyetle gelmiş olsalar da tek başlarına gelen diğer ilçe başkanlarının yaptığı gibi salon dışında izleyici pozisyonunda kerhen bekliyorlar gibiydi.