Vatandaşlarımızın çoğuna, ülkemizde çalışma olanağı sağlayamıyoruz. Bu yüzden birçok insanımız yabancı ve uzak ülkelere çalışmak ve ekmek parası kazanmak için gidiyorlar.Aileler parçalanıyor. Çalışmaya gidilen ülkelerde vatandaşlarımız çeşitli tehlikeler altında kalıyorlar! Hakkı yenenler, eziyet görenler, gittikleri ülkenin dinini ve kültürünü kabul etmek zorunda bırakılanlar da pek çok!

1-Oradaki bazı terör örgütleri vatandaşlarımı ve kardeşlerimizi soyuyor ve öldürüyorlar.

2-Kandırılarak veya zorlanarak dinden çıkmaya; ülkemize karşı kötü propagandalara alet olmaya mecbur kalanlar oluyor.

3-Bizim olanaklarımızla doğup büyüyen ve yetişen en değerli varlıklar; başka ülkelerin ve kültürlerin hizmetine girmiş oluyorlar.

3-Ülkemizin yararına kullanılması gereken iş gücümüz; başka ülkelerinin yararına verilerek heba edilmiş oluyor.  Tüm insanlarımıza yurdumuzda, ekmek parasını karşılayacak; çoluğunu- çocuğunu büyütecek bir iş olanağını sağlamak; devletimizin de; sermaye sahiplerinin de; müteşebbislerimizin de birinci görevidir. Bir vatandaşa iş verip ailesinin geçimini, sağlamasına olanak yaratmak; iyiliklerin de, sevapların da en büyüğüdür.

Patronların ve işadamlarımızın başarı notu da; yurtseverliği de; kaç vatandaşımıza istihdam sağladıkları ve ücret ödedikleriyle ölçülse yeridir.

Tüm insanlarımıza, ülkemizde çalışma olanağı sağlayabilsek; daha hızlı kalkınacağız ve dış borçlarımız azalacak. Benim de ODTÜ mezunu iki torunum dış ülkelere gitti. Biri endüstri mühendisi; Bilkent onu asistanken ABD'ye ihtisas için göndermişti. Döndüğü zaman, üç büyük kentimizde de, iş bulamadı; Amerika'ya gitti. Bilgisayar mühendisi olan diğeri, İngilizceden başka, Almanca ve İtalyanca da biliyordu. Ülkemizde iş bulamadı; İsveç'te buldu. Oraya gitti, İsveç dilini de öğrendi. Oranın endüstrisine yardımcı oluyor.

Akşehir'de avukatken, kadınlı erkekli Almanya'ya çalışmaya gidenlere üzülürdüm. Her giden, ülkemiz için bir kayıptı! O kayıp benim başıma da geldi. Keşke Amerika'nın beyaz sarayından da büyük, pahalı ve konforlu; yalnızca elektrik giderleriyle bile bütçeye büyük yaralar açabilecek Ak Saray yaptırılacağına; işsiz vatandaşlarımıza çalışma olanağı sağlayacak üretim tesisleri yaptırılsaydı. On yıllarca  uğraşılarak bile, zor yetiştirilen yüzlerce ağaç da kesilmemiş olurdu!

ÜLKEMİZ PADİŞALIK SİSTEMİNE VE  BENZERLERİNE ASLA GERİ DÖNMEMELİDİR. Ne yazık ki padişah taklidi davranışlar sergilemek ve "Tüm ülke benim mülküm; ne istersem yaparım; devlet hazinesinden ne kadar savurgan harcayacaksam harcarım!" tavrı, rahatça sergileniyor ve sürdürülüyor. O korkunç büyüklükteki israfa ve saltanata giden paralarımız; *Yeni iş alanları açmak... *Fabrikalar kurmak... Çıkarılamamış olan değerli madenlerimizi çıkarıp işleyerek ihraç etmek... için harcansaydı; tüm insanlarımız kendi ülkemizde iş bulurdu. İş aramak ve alın terleriyle bilgi birikimlerini başka ülkelerin kalkınması için harcamak yerine; kendi ülkemizde çalışarak, aile ve çocuklarından ayrı düşmezlerdi.