Dünya ve âhiret bir bütündür. Dünyada yapılan herşeyin hem dünya hem de âhirette mutlaka bir karşılığı vardır. Müslüman ahirete inanır, hem dünya, hem de ahiret için çalışır. Bu çalışma ayrı değil beraber yapılır.
Namaz, oruç, hac gibi ibadetler sadece ahiret için değil, îmanı güçlendirme, ahlaki güzelleştirme, kötülüklerden uzaklaşıp, iyilikleri çoğaltmak ve Allah'ı tanıyan ve O'nu unutmadan yaşamak gayesi vardır.
"Namaz kötülüklerden meneder." âyeti "Oruç kötülüklere kalkandır." hadisi şerifi bize bunları anlatıyor. İbadetlerin âhiret mükafatı yanında, dünyaya bakan yüzünü gösteriyor.
Toplum hayatında ibadetini yapanlarla, yapmayanlar arasındaki suç orantısı bunun göstergelerinden birisidir.
Yine ticaretini Allah'ın doğruluk emrine uyarak dürüstçe, helal kazanmak için yapan "doğru tüccarların ahirette peygamber ve şehitlerle beraber olacağı" müjdesi,
Hayırlı bir evlat yetiştirenin tıpkı sadakayı câriye yapan gibi amel defterinin kapanmayacağı,
"Çalışan, Allah'ın sevdiği kimsedir" peygamberimizin beyanı,
Bir fidan yetiştirenin o ağaçtan hangi canlı faydalanırsa faydalansın onun için sadakayı câriye olduğu bildirilirken dünya için yapılan şeylerin, ahiretteki mükafatı anlatıliyor.
Yalnız âhiret için yapıldığını zannettiğimiz ibadetlerin, bizi hayırlı bir insan olmamıza yönelttiğini unutmamak gerekir.
İbadetlerin hedefi ahiretteki mükafatı yanında dünyada da iyi, ahlaklı, çalışkan, dürüst, kötülüklerden uzak bir insan olması hedefleniyor.
Bir öğretmen, bir idareci, bir ziraatçi, bir sanatkar..., Allah için başkalarına faydalı oluyor, görevinin hakkını veriyor, helâlinden kazanmaya çalışıyorsa, onların Allah katındaki değer ve mükafatı dünya kazançlarından daha fazla olacaktır.
"Cennet annelerin ayaklarının altındadır." bize yine Dünya ve ahiret bütünlüğünü anlatır. Annenin eğitimdeki yerini ve anneye saygıyı ne güzel anlatıyor. Hem de anne ve çocuk için cenneti kazanma yolu gösteriliyor.
İnsanın yaptığı iyiliklerin Dünya ve ahirette karşılığı varsa, kötülüklerin, haramlarında karşılığı vardır. Tevbe ve Allah'ın af kapısı ise pişman olup yolunu düzeltenlere her zaman açıktır.
Din, Dünya ve âhiret saadetine götüren yoldur. Müslüman da iki dünyasını beraber kazanmaya çalışan hayırlı, mutlu insandır.
Gerçek ve ebedi hayat âhiret hayatıdır. (ankebût süresi 64. ayet)