TBMM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada, Çavuşçugöl’de geçtiğimiz günlerde yaşanan kömür protestosunu gündeme getiren İYİ Parti Konya Milletvekili Fahrettin Yokuş ile AK Parti Konya Milletvekili Hacı Ahmet Özdemir arasında, ilginç bir töre atışması yaşandı.


Genel Kurul’da yaptığı konuşmada, Ilgın’a bağlı Çavuşçuköy’de bulunan bazı araziler için alınan kamulaştırma kararını ve yeni bir kömür madeni için başlatılan çalışmaları gündeme getiren Konya Milletvekili Fahrettin Yokuş; konuşmasında şu ifadelere yer verdi:


“Çavuşçugöl, aynı zamanda bir gölün olduğu yer, bir eski kasaba, daha önemlisi, Milletvekilimiz Hacı Ahmet Özdemir'in memleketi, doğduğu yer. Çavuşçugöl'de bir madenimiz vardı, göle 4-5 kilometre uzakta, kömür madeni; o maden 2019 yılında faaliyetlerine son verdi. Köylü, tam ‘Artık kömür işinden ve kanser vakalarıyla ölmekten kurtulacağız’ derken bir olay yaşandı. Cumhurbaşkanımız 2 Ocak 2020 tarihinde köyün hemen kenarında, gölle bitişik bir alana acele kamulaştırma kararı aldı. Çevre Bakanlığımız ise aynı bölgeyi, hem de 10 Şubat’ta doğal sit alanı ilan etti. Şu anda bu köyümüz büyük bir felaketle yüz yüze.


Ben köylülerimizle gittim görüştüm. Köyün en verimli arazileri, sit alanında olan araziler maalesef acele istimlake kurban edilmiş ve daha acısı köyün ekili arazilerine iş makinaları girmiş, köylünün haberi yok çünkü acele kamulaştırılması lazımmış, aceleleri varmış. Orada bin kişi yaşıyor. Köylü ‘Bari hasat yapsaydık da öyle girselerdi. Biz hangi suçu işledik ki ata topraklarımız, hemen köyümüzün bitişiği istimlak edildi, elimizden alındı ve bize ölün diyorlar. Cumhurbaşkanımızın bundan haberi olsaydı buna imza atmazdı’ diyor. Ben de kendisi ve partisinin vekillerine duyurmak amacıyla konuyu Meclis gündemine taşıyacağımı söyledim.


Devlet Su İşleri su havzasında kömür aranmaz diyor, Ilgın’da yapılacak olan bir termik santral için bu faaliyetlerin başladığı söyleniyor. Diğer bir konu da Atlantı kasabası. Yasa gereği anlaşılmış olmasına rağmen bu kasabaya ve çevresindeki 9 köye Çavuşçugöl’den su verilmediği iddia ediliyor. Sulama birliği ve köylüler bu konudan da şikayetçi.”


Yokuş’un konuşmasında, ‘Bu olanlar benim köyümde olsaydı ben iş makinelerinin önüne yatardım’ demesi üzerine cevap hakkı doğduğunu belirterek söz alan Hacı Ahmet Özdemir; “Her şeyden önce şunu söylemek isterim: Kendileri bizim Konya'mızın muhalefet partilerinin bir milletvekilidir. Ama bizim örfümüzde şöyle bir şey vardır: Birisinin önce kapısının zilini çalarsınız, sonra selam verirsiniz, sonra da ’Müsaade eder misiniz, girebilir miyiz?’ dersiniz, ondan sonra evine girersiniz. Benim köyüme gideceksiniz, zilimi çalmayacaksınız, selam vermeyeceksiniz, ondan sonra da mahremime gireceksiniz, ‘Ben size aracı olurum’ diyeceksiniz. Çocukluğumun geçtiği, herkesi tepeden tırnağa tanıdığım köyümüzün kültüründen haberiniz olmadığı için, kendinden büyüklerin hepsinin dayı olduğu, hala olduğu, kendinden küçüklerin hepsinin de yeğen olduğu köyün ben hem dayısıyım hem yeğeniyim. Sıkıntı yok, burada bizim müdahalemiz yerindedir, herhangi bir sıkıntı yoktur. 220 milyon ton kömürün olduğu, 1968'den beri gelen Demirel, Ecevit, Mesut Yılmaz, Tansu Çiller, Erbakan ve diğer bütün Başbakanların sürdürdüğü bir kömürcülük faaliyeti var. Türkiye Kömür İşletmelerine ait bir ocağın alanı genişletilmek istenmiştir, yeni bir ocak açımı söz konusudur fakat bu ocağın açılmasında biz köylümüzü, ben hemşehrilerimi, yakınlarımı asla mağdur edecek değilim elbette. Girişimlerimiz sürüyor; çevresel etkiler, tespitler yapılıyor, bunların ölçümleri yapılıyor, gönlünüz rahat olsun.”


Sulama konusunda da bilgi veren Özdemir; “Köyün su kaynakları üzerine kurulan göletler ve yağışlar nedeniyle bu sene 56 milyon ton su tutulabilmiştir. Gölün ölü hacmi 23 milyon tondur. 23 milyon tona varıncaya kadar biz su veriyoruz. Hiçbir köyümüzü, köylümüzü mağdur etmiyoruz fakat 23 milyon tona varan sudan tekrar köylümüz yararlanmak istiyor. Bizim bu suyu o köylüye vermemiz gölün ölümü anlamına gelir, ileride tarlaların tamamen kurak kalması, sulanamaması anlamına gelir. Bu noktada biz Valilikle, belediye başkanlarıyla, ilçe başkanlarıyla, kooperatif üyeleriyle çok özel toplantılar yaparak konuyu büyük bir hassasiyetle sonuca bağlamışızdır; sonuç bundan ibarettir. Kısa süre içerisinde de ben Çavuşçu Gölü'ne gidip zaten bu konuları kendilerine bire bir anlatacağım” dedi.


Özdemir’in cevabi konuşması üzerine tekrar söz alan Fahrettin Yokuş; “Ben Türk töresiyle yetişmiş bir Türk evladıyım, töreyi çok iyi bilirim, hiç mesele yok ama nerede yazıyor. Ben Konya'nın Milletvekiliyim, Konya'nın her noktasına giderim, her vatandaşımın kapısını çalarım, hepsiyle de görüşürüm. Beni davet ettiler, çağırdılar, gittim. Sizden izin mi alacaktım? Ben 2 milyon 200 bin Konyalının temsilcisiyim. Nerede haksızlık var, hukuksuzluk var, adaletsizlik var; oradayım” şeklinde konuştu.


Bunun üzerine tekrar söz alan Hacı Ahmet Özdemir de konuşmasında; “Ben sizin töreye saygınız olduğunu, bir yere misafir giderken hangi ölçülerle hareket etmeye dikkat ettiğinizi elbette biliyorum, Konya Milletvekili olduğunuzu da biliyorum ama ben bir siyasi nezaketten bahsediyorum. Ben köyümün A'dan Z'ye sorunlarını bilen bir insanım. Elbette biz sizi Çavuşçu Gölü'nde ağırlamaktan büyük bir onur duyarız. Ziyaretinizden haberdar etseydiniz; ikramlarımızı yapar, köylülerimizle oturur, orada çınar ağaçlarının, kavak ağaçlarının altında çayımızı ikram eder, hep beraber konuları konuşur sizlerle beraber dönerdik” ifadelerine yer verdi.