İlçe Başkanı Fatih Köle, Akşehir’in il olması yönünde yürütülen faaliyetlere de değindiği “Yarenler ne oldu?” başlıklı açıklamasında, şu ifadelere yer verdi:

“Sayın Belediye Başkanı Salih Akkaya; son yaptığım basın açıklamasına istinaden bir şey yapılmaya çalışıldı. Yeterli miydi, değildi.

Sayın Başkan; ilçemizin nüfusunu, “Taşıma suyla değirmen dönmez” atasözünü reddedercesine yüz bine çıkartmaya çalıştınız ama sonuç ne oldu, yüz bin olduk mu? Cevap olarak; 6 Şubat’ta TÜİK açıklayacakmış, deniliyor. Belediye Başkanısınız, şehrimizde doğan ve vefat edenlerin sayılarını öğrenip toparlayamıyor musunuz? O tarihe kadar her zaman yaptığınız gibi kulağınızın üzerine mi yatacaksınız? Farz edelim ki yüz bin nüfusa ulaşamadık, bu durumda ne yapmayı düşünüyorsunuz? 

Sayın Başkan; Akşehir, jeopolitik konumuna göre yüz bin nüfus olmadan da il olacak durumdadır. Ülkemizin şu anki sisteminin, tek adam sistemi olduğunu biliyoruz. Sayın Cumhurbaşkanı’nın iki dudağının arasından çıkan her şey kanun oluyor. Ben, bu sisteme karşı olan bir siyasi partinin ilçe başkanı olsam da seçim sathı mahalline girdiğimiz şu günlerde bunu neden kullanmıyorsunuz? “Akşehir’de oyumuz düştü, yükseltmek için il olmamız lazım” demiyor ya da diyemiyor veya ulaşamıyorsanız; EYT’liler, 3600 ek gösterge isteyenler gibi yürüyelim Ankara’ya. Size söz, en önde gelen de ben olacağım. Duymadıysanız aktarayım; Akşehir’de sokaktaki vatandaş, “6’lı masa ile Akşehir, Erdoğan ile Ereğli il olur” diye konuşuyor.

Sayın Başkan; ikinci olarak, bu halk için artık yandaş, şakşakçı gazeteci vs. kişileri konferans vermek üzere getirme işinden de vazgeçin. Bu halkın bunları istemediğini hala anlamadınız mı? Elinizde bulunan yarenleri neden kullanamazsınız? Haftada, on beş günde bir halka özveri ile gösteri yapan bu kişileri, pandemi bahanesi ile yok ettiniz. Zaten 29 Ekim’de İstiklal Marşı’mızı mehter takımının canlı çalması varken neden kayıttan çaldınız, onu da anlamış değilim. Madem çalmayacak, öyleyse niye var o takım?

Bu arada birkaç şey de Nasreddin Hoca ve Turizm Derneği’ne söyleyeyim. Sayın Dernek Başkanı ve yönetimi; koltuklarınız çok mu rahat? Siz, tek etkinliğiniz olan ve benim de bir dönem yiğitbaşılığını yaptığım sıra yarenlerini neden bitirdiniz? Gülmece Parkı yine size verildi. Buradan aldığınız kira gelirlerini ne yapıyorsunuz? Senelerdir sıra evi alacağız, dersiniz. Alamadınız mı daha? Siz de ya görevinizi doğru düzgün yapın ya da bırakın görevi, iş yapacak insanlar gelsin.

Son olarak, değinmeden geçemeyeceğim bir olay olmuş; yeni ilçe başkanı olan genç bir kardeşim var, kendisini arayarak tebrik de etmiştim. Artık gençliğine mi vereyim, toyluğuna mı vereyim; bir mahallemize temsilci atarken haddini aşan bazı sözler söylemiş. Aynen aktarıyorum; “Bize ihanet edenin kolunu bacağını kırıp Anıt Meydanı’na atarız” demiş. Bu sözleri, başka siyasi görüşlerden insanların da bulunduğu bir topluluk içerisinde sarf etmiş.

Sayın İlçe Başkanım; Türkiye Cumhuriyeti Devleti, anayasal bir hukuk devletidir. Sen, hiç kimse için bu ifadeyi kullanamazsın. İhanet de dahil tüm suçların cezasını Türk mahkemeleri verir. Halkı kin ve nefrete yöneltme ve alenen tehdit suçu işliyorsun. Lütfen bundan sonra söylemlerine dikkat et. Zaten gündemde rahmetli Sinan Ateş meselesi var, aman ha!”