Evlilik kutsal bir kurumdur; bütün dinler evliliği kutsamaktadır. Yaşam şartları zorlaştıkça ve gelenekler bozuldukça, evlilik oranı düşmekte; ileri yaşlara kadar evlenmeden kalan insanlar çoğalmakta; aile kurumunun sıcaklığından yararlanamayanlar mutsuz oldukları bir tarafa; yaşlılıklarında kendileriyle ilgilenecek ve umut bağlanacak çoluk çocuktan mahrum kalmaktalar. Bazı yoz ortamlarda evlenmeye gerek olmadan, bedensel ihtiyaçları gidermek mümkün gibi görünse de; bunun sağlık ve güvenlik yönünden birçok sakıncaları bulunduğu kesindir.

Oğulları ve kızları, otuz beş-kırk yaşına gelmiş veya yaklaşmış arkadaşlarıma; "Çocuklarını evlendir!" dediğimde; "Ben ne yapayım? Onlar eş adayını bulacaklar, ben de evlendirmek için elimden geleni yapacağım!" diyenler çok oldu! Belki de haklı bir savunma. Fakat ana babanın, torun sahibi olabilmek için, daha da istekli ve gayretli olmaları şarttır.   Bugünkü, hercümerç ortamında gençler birbirini tanısa bile; o tanışma evliliğe dönüşmüyor. *Karşı cinsten hiç kimseyi beğenmemek... *Beğendiği çıksa bile ona açılmaktan çekinmek... *Reddedilmekten korkmak... *Beğendiği kişinin başka biriyle arkadaşlığı ve ilişkisi olabileceğini düşünmek.... *Evlenme ve düğün giderlerini karşılayacak olanağı bulunmamak... *Seçtiği adayı, anne babasının kabul etmeyeceğini sanmak... ve bunlara benzeyen yüzlerce sebep; gençlerin evlenme isteklerini yok ediyor. *Eskisi gibi, kaç-göç veya cinsel perhiz(Kız çıkıp çıkmamak) gibi olasılıklar dikkate alındığında; evlenmeyenlere hak vermek bile düşünülebilir. Fakat durum ne olursa olsun, *evlenenler, evlenmeyenlere göre daha çok mutluluk tadarlar. Çocuk sahibi olarak büyük sevinçlere kavuşurlar. *Küçük çocuklar çok sevimlidir; onlarla oyalanmak her insana mutluluk verir. *Evlilik oranının artması, ülke kalkınmasına ve asayişine büyük katkı sağlar. *Evli ve çocuk sahibi olanların karışık ve kirli işlere bulaşma, suç işleyerek ülkeye zarar verme olasılığı yoktur. Hatta, "Ülke asayişi ile kalkınması,  yaşı gelmiş vatandaşların hepsinin de evli ve çocuklu olmasına bağlıdır." demek bile yanlış olmaz. Her ne kadar bugünkü gençlik, ana babasının sözünü tutmuyor gibi görünse de; ana baba etkisi yüzde elliden fazla sonuç alır. Yalnız bir nokta  var ki:  Sakın yakın akrabalarınızla evlenmeyin; sakat doğum ihtimali artar. Tıp bilimi de böyle diyor. Kazak kardeşlerimiz yedi göbekten uzak olmayan akrabalarıyla evlenmiyor.

Hayır sahipleri ve zenginler, maddi olanaksızlıktan evlenemeyenlere bu konuda yardımcı olurlarsa çok sevap kazanırlar. Hatta, gücü yetenler, gençlerin evlenmesine katkı yapan ve evlenmeyi teşvik eden vakıf ve diğer müesseseleri kurmalıdırlar. Ana babalar da, evlatlarına, evlenirlerse masrafları çekeceklerini söyleyerek teşvik etmeliler. Ceza hukukunda doktora yapan bir arkadaşım; "Evli olanların suça katılma oranının, evli olmayanlara oranla daha az  olduğunu" söylemişti. Uzun yıllar avukatlık yaptım; hiç boşanma davası almadım. Genellikle ceza davalarına girdim. Evli olanların aşırı kıskançlık etkisi dışında, suça katılma oranları; bekarlara göre çok daha azdı. Evlilikleri teşvik etmede, toplumun ve devletin de sayılamayacak kadar görevleri ve sağlayacağı yararlar vardır. Evlenmeler azalırsa, nüfusumuz da azalır. Nüfusu az olan ülkelerin üretim gücü de, pazar büyüklüğü de yeterli değildir. Dünyaya etki yapma ve saygı görme güçleri de, ona göredir. Nüfusumuz çoğaldığı için birçok vatandaşımız Avrupa ülkelerine ve diğer yerlere gitti. Anavatanı unutmayanlar buraya büyük sermaye ve yeni teknolojiler getirdi. Çökmekte olan bir yıkılmış imparatorluk artığı görünümünden kurtulduk. Tüm dünyada 15. sıralara ve daha da önlere layık görülür hale geldik. Çocuklarınızı evlendirin, saygınlığınız ve sevabınız çoğalsın! Torunları sevmenin nasıl güzel bir duygu olduğunu, o zaman göreceksiniz.