"Bize ne?" diyemeyiz artık! Çünkü boğazımıza kadar Suriye iç savaşına gömüldük. Üstelik o savaşa bulaştırılan, yalnızca ve tek başına bizim ülkemiz! Olayın içine o kadar derinlemesine daldırıldık ki; "sonuçtan menfi şekilde etkilenecek tek ülke, birinci planda biz olacakmışız" gibi bir durum var ortada. Zaten çok zarar gördük!

Dinimiz de; Atamızın öğütlediği dış politika da; komşularla iyi geçinmeyi gerektiriyor. Fakat tam tersi oldu; komşumuzun iç problemiyle en çok uğraşan ve karışan bizmişiz gibi, bir tablo ve gerçek çıktı ortaya! Neden böyle oldu? Niçin ülkemizle vatandaşlarımızı tehlikeye attık? Suriye'ye tam destek veren diğer komşularımız İran ve Rusya ile, niçin ters düştük? Şimdi Rusya Suriye'yi korumak için Akdeniz'de güçlü bir filo oluşturmaya hazırlanıyor. Vatandaşlar ve seçmenler olarak bizlere hiç fikrimiz sorulmadı. Hiç açıklayıcı ve anlaşılır bilgi verilmedi. İki kişi, sürükledi bizi bu tehlikeli işe...

*Acaba, kendi askerlerini tehlikeye atmak istemeyen azgın güçler ve sömürgeciler; yöneticilerimize ağır baskılar yaparak; tehlikeye bizi atmayı mı uygun gördüler? *Ağır tehditlerle mi, bize karşı saygısız ve çirkin emellerine ulaştılar?

*Yoksa,yöneticilerimiz mezhep farklılığından dolayı mı; Esat karşıtı bir davranışa sürüklendi? Esat'la içli dışlı kucaklaşmalarının ve eşleriyle beraber candan dostluğun resimlerini gazetelerde; görüntülerini televizyonlarda izlemiştik. Esat'ın ve taraftarlarının mezhebi; o kucaklaşmalar gerçekleştiğinde de, bizimkilerinkinden farklıydı.

*Petrol zengini Suudilerin ve Katar'ın, Suriye yönetimine karşı olduğu söyleniyor. Bizi bu işe karışmaya, onlar yönlendirmiş olabilir mi?

Diğer yandan; İsrail ile savaşıp da yenilmeyen ve o devlete kafa tutabilen tek Arap ülkesi Suriye idi. Davos'taki tartışma ve Sayın başbakanımıza "Bir daha Davos'a gelmem!" dedirten olay, hepimizin hafızasında duruyor. O zaman başbakanımızın karşıt olduğu İsrail; şimdi Suriye'nin zayıf düşmesinden çok yararlanacak. Suriye'yi zayıf düşürmek en çok İsrail'in işine gelir. Suriye'ye karşı bu kadar sert tutumu yalnızca biz takındığımıza göre; Davos'ta, İsrail'e karşı takınılan tavır ve tartışma, yalancıktan bir gösteri miydi?

Suriye'deki iç savaşa karışmak bize çok pahalıya mal oldu. *Birçok vatandaşımız öldü. *Ekonomimiz önemli darbeler aldı; giderlerimiz patladı. *Suriye'ye önemli miktarda ihracat yapıyorduk; artık yapamıyoruz. *Suriye yoluyla başka ülkelere de mal gönderiyorduk! O kapı da kapandı. *Petrol zengini komşu İran ile ilişkilerimiz bozuldu. *Suriye'yi desteklemekte olan Rusya ile de aramıza soğukluk girdi. Daha birçok zararlara da uğradık. "Rusya'nın, bizde bulunmayan savaş araçlarını, uçakları ve füzeleri; Suriye'ye ulaştırdığı ve göndermeye devam edeceği" açıklandı.

Ülkemizi Suriye işine itekleyen azgın ve sömürücü ülkelerin devlet adamları, konuyla hiç ilgilenmiyorlar. Sanki iç savaş yokmuş ve biz bundan zarar görmüyormuşuz gibi davranıyorlar. O kirli ve boğucu savaşın içine başımızı gömenlerin, ayıklaması gerekir durumu. Fakat hiç de öyle bir niyetleri varmış gibi görünmüyor. Yöneticilerimiz ise; eski bildikleri türküleri söyleyip caka satmaya ve "Hiçbir vatandaşımız ölmemiş... Hiç zarara girmemişiz... Üzerimize doğru gelen hiçbir tehlike yokmuş..." gibi şişinmeye; pozlar atmaya ve böbürlenmeye devam ediyorlar. Yüce Mevla ülkemizi ve insanlarımızı korusun!