Hayatın devamının en önemli ilkesi dengedir. Kâinatta ve hayatta hiçbirşey dengesiz ayakta duramaz.

Hayat dini İslam, denge ve istikamet dinidir. İfrat ve tefritler insan ve toplum hayatında dengeyi bozar. Bunun için insan aşırılıklara karşı uyarılmıştır.

Allah kâinata nasıl mükemmel bir nizam, denge koymuşsaur hayata da bir mizan koymuştur. Bu ölçüde ifrat ve tefrit yoktur. Bu din fıtrata (yaratılışa) uygun, orta yoldur.

İslam'da Dünya ahiret, madde mânâ, beden ve ruh dengesi gibi hayatta da hak ve adalet üzere dengeli yaşama ölçüleri vardır. Dengenin bozulmaması, ölçünün kaçırılmaması, haddin aşılmaması doğrusudur.

Peygamber efendimiz sahabelerine iyi Müslüman olmaları, âhireti unutmamaları konusunda nasihatta bulunmuştu. Bunun üzerine kimileri et, kimileri yağ, kimilerince gündüz yemek yememeye yemin etti. Birisi de mağaraya çekilmek istediğini söyledi. Olayı duyan Allah Rasûlü, onlara kızdı ve kendisinin asla böyle bir dindarlık istemediğini belirtti. Sonra mâide süresi 87. âyet nazil oldu."Ey îman edenler, Allahın size helâl etdiği o en temiz ve güzel şeyleri (nefsinize) haram kılmayın. Haddi aşmayın. Çünkü Allah haddi aşanları sevmez." buyurularak dengeli yaşama istenmektedir.

Peygamber (sav) in ibadet hayatını Hz Âişe annenize soran üç kişi onun ibadet hayatını öğrendiklerinde az görerek kendilerinin daha fazla ibadet edeceklerini söyleyerek birisi evlenmeyeceğini, diğeri gece boyu namaz kılacağını, diğeri hergün oruç tutacağını söylediler. Rahmet Peygamberi onlarıda şöyle uyardı: "Gençler! Aranızda Allah'tan en çok korkan ve ona saygılı olan benim. Bazan oruç tutar, bazan tutmam. Hem gece teheccüde kalkarım, hem uyurum. Evlenirim. Kim benim bu hayat tarzımdan uzaklaştırırsa o benden değildir" (Buhâri Nikah 1) buyurdular.

Çok yemek kadar, az yemek, çok uyumak kadar, az uyumak nasıl bir dengesizlik ise israf ve cimrilik, korkaklık ve şiddet, zillet ve kibir vb leri davranışlar birer ifrat ve tefrit olarak haddi aşmaktır.

Sevgide, nefrette, yemede, içmede, uykuda hatta ibadetlerde bile ifrat ve tefritin yanlışlığını biz ayet ve hadislerden öğreniyoruz.

Güzel ahlak ilkeleri orta ve dosdoğru yoldur. "İşte böylece, siz insanlara şahit olasınız, peygamber de size şahit olsun diye sizi dengeli (aşırılıklardan uzak) bir ümmet yaptık." Bakara suresi 143)

Bugün dünya özellikle kapitalist ve siyonistlerin dengesiz, ölçüsüz çılgınca davranışlarıyla üretim ve tüketimle bir sömürü düzeni toplum hayatının %10 u dünyanın % 90 nına %90 ı dünyanın %10 buna sahip olup bir tarafta aşırı zenginler, diğer tarafta yokluk, yoksulluk içinde yaşamak zorunda kalan dengesiz bir toplum oluşmaktadır. Diğer tarafta kendileri nükleer kimyasal, biyolojik silahlar dahil en gelişmiş silahlara sahip ülkeler diğer tarafta elindeki en ufak bir silahın bile olmasını tehlike görüp terör estiren İsrail gibi ülkeler dünyayı yaşanmaz hale getirmektedirler. Böyle bir dünyada hiçbir zaman kimse huzur bulmayacaktır. Bu sömürü yarışında bir tarafta açlıktan, yokluktan, bir tarafta çılgınca tüketimden kaynaklı obositeden hayatını kaybedenlerin yaşadığı bir dünyayı görüyoruz. Özellikle kazanmak için savaş sanayinde üretilen silahların pazarlanması için bitmeyen savaşların gölgesinde bütün dünyanın dengesi altüst olmaktadır.

Kâinatta nasıl bir denge var ise insan ve toplum huzur ve barışı da ancak ilâhi mizandan (ölçü) den geçer. Allah orta yolda olmayı ister.