Cahil ile tartışırken söyleyeceğim her kelime ateşe atılmış birer odundur aslında.

Yazıma neden böyle başladım; içinde yaşadığımız bu dünyayı tehdit eden Covid-19 virüsü, gittikçe çoğalmaya devam etmektedir. Üzülerek belirtmeliyim ki bu olumsuz kötü duruma karşı yapılması gereken üç kural tam anlamıyla uygulanmıyor. Maske takılmıyor, mesafe uygulanmıyor.

Kuralları çiğneyenler, uymayanlar; elinizi vicdanınıza koyup, davranışınızı sorgulayın. Yaşlılar, işsizler, esnaf, sağlıkçılar, eğitimciler. Kısaca hayatın bütün alanı bu vurdum-duymazlıktan muzdarip olmaktadır. Ülkemiz çok büyük maddi manevi sıkıntılara uğramaktadır.

Bilinen o ki şehrin önemli noktalarında kameralar var. Bu kameralardan kayıtlara bakılarak böyle sorumsuz davrananlar saptanıp, caydırıcı cezalar verilmelidir. Sokak aralarında sivil kamu görevlileri, bu sorumsuz davranan kişileri tespit etmelidir.

Ömür dediğimiz gelip geçiyor işte. Biraz aksak biraz yolunda biraz ortada. Kim bilebilir ki kaç gece kaç gündüz var o sonsuzluk yoluna. Sonrası yok, bir daha yok. Keşkesi çok. Ben anlatamıyorum söylemek istediklerimi. Maskesiz dolaşanlara uyarı yaptım, üç kez sözlü şiddete maruz kaldım. Endişe ediyorum, korkuyorum.

Ey cahil! Ey vurdumduymaz! Sana söylüyorum: Ne yaparsan yap, nasıl yaşarsan yaşa. Ama gülebilmen için birilerini ağlatma.

Sevgi ve bilgi en güçlü silahtır. Kimse yenemez.