Marmara bölgesi ve İstanbul’a çok uzun zamanlardan beri, hatta tarihimiz boyunca yatırımlarda öncelik verilmişti. En önemli yatırımlar oradadır. Büyük sermaye orada yoğunlaştığı için; hiçbir teşvik verilmese dahi, yatırımlar İstanbul’da ve Marmara bölgesinde artarak çoğalacak;  yığılmaya devam edecektir. Marmara bölgesi ve İstanbul’un bir puanla gösterilip, yatırımların teşvikten yararlandırılmayacağının açıklanması bir etki yapmaz. Yatırımlar oraya hızla yığılıyor. Fakaat….

*İç göç yüzünden yaşanmaz hale gelmiş! *Denizler, sahiller ve akarsular olabildiğince kirlenmiş. Gene de çılgın yatırımlar sürüyor. *Öyle yoğun bir sanayi var ki; insanlar kirlilikten boğuluyor.  “İstanbul ve Marmara bölgesine bir puan verildiği, orada yatırımların teşvik edilmeyeceği” lafı da göstermeliktir! Yalnızca üçüncü köprü ve onun yolları bile, tüm ülkemize yapılacak yatırımların toplamından çok-çok daha fazla parayı gerektirir

Ankara’ya da bir puan verilip yatırım teşvikinden mahrum edilmesi ise yanlıştır. Başkentin geniş kırsalları ve deprem riski olmayan doğal alanları, bomboş!  Bir puanla yatırım teşviklerinde son sıraya alınması, haksızlık oldu. Banka Merkezleri ve birçok kurum sökülüp götürüldü zaten! Yatırım teşvikinden mahrum bırakılmasının getirdiği boşluk ve işsizlik, daha da artacaktır. Başkentte yeni başlayan yatırım hevesleri kırılmamalıydı.

İstanbul’a yapılan yatırımlar Allah göstermesin bir deprem veya savaşta tahrip olabilir. Ülkemiz asırlarca geri gider. Deprem uzmanları sürekli uyarıyor. “Marmara bölgesi ve İstanbul’da tehlikenin yakın olduğunu”  söylüyorlar. Götürülen banka ve kurumların korunmalarını garanti altına almak için, deprem tehlikesi bulunmayan ve yurdun tam ortasında saldırıya uzak olan başkente geri getirilmesi gerekir. Ankara, korunaklı bir yerde! Yatırım teşviklerinde, önü açılmalı!

İstanbul’da kalabalıktan nefes alamaz ve evden işine gidip gelemez hale gelen insanlar, saldırganlaşıyor. Karmaşa ve çatışmalar çoğalıyor. *Maçlarda yaşananlar… *Karşı tarafı oyuncuları ve taraftarıyla birlikte tümden linç etme girişimleri…  *Trilyonlarca liralık zarara yol açan, koltukları ve diğer tesisleri yakıp yıkmalar… Sıkışıklıktan boğulan insanların neler yapabileceğini göstermiştir.  Bu olaylar, “Yalnızca bankaların ve kurumların değil; maçların bile İstanbul’dan Başkent veya Anadolu’daki başka stadyumlara alınması gerektiğini” göstermektedir.

İkinci Cihan Savaşında İstanbul’daki bazı önemli kurumlar Anadolu’ya taşındı. Kuleli Askeri Lisesi, Akşehir’e geldi. Şimdi Marmara Bölgesi ve İstanbul’da,  o günlerdekinin milyonlarca katı yatırım var. Yeniden de yığılmakta! Bir tehlike halinde korunması da, taşınması da olanaksız! Allah tehlike vermesin de; her şeyimizi kaybetmeyelim!

İstanbul’un yeni yatırımlar ve köprülerle doldurulması; o bölgeye yeni göçleri teşvik edecektir. Nüfusumuzun büyük bir kısmının dar bir alana kümelenmesi, her bakımdan tehlikelidir. Yalnızca iç göç değil; yabancı ülke insanları da gelip oraya yerleşiyor. Taşınmazların yabancı ellere geçmesi, hiçbir tehlikesi yaratmaz mı? Bir hafta önce çok satan gazetenin okuyucu köşesinde, bu yolda bir okuyucu mektubu vardı. Büyük Fatih İstanbul’u fethedince; imparator tarafından bu fethi önceden bildiği için gözleri kör edilen bir falcı olduğunu haber almış. Onu buldurup, “İstanbul, Türklerin elinden de böyle bir fetihle çıkacak mı?” diye sormuş.

Ermiş falcı, “İstanbul Türklerin elinden fetihle çıkmayacak! Fakat mülkler yabancılara satılacak. O şekilde, bu şehir torunlarınızın elinden çıkacak” diyerek, uyarmış o bilge falcı!

[email protected]   www.nazifkurucu.com.tr