Atalarımızdan bize genlerimizle geçmiş bir sevgidir at sevgisi. Türkler için atın yaşamızdaki yeri çok büyüktür. At,avrat,silah demiş atalarımız. Bu söz bile atın yerinin ne kadar büyük olduğunu gösterir hayatımızda. At ile ilgili atasözleri çoktur dilimizde; At adımına göre değil, adamına göre yürür; At sahibine göre kişner; At,avrat,silah emanet edilmez; at binenin kılıç kuşananın; Atın iyisine doru, yiğidin iyisine deli derler; Atın ölümü arpadan olsun; At ölür meydan kalır, yiğit ölür şan kalır; Kır atın yanında duran ya huyundan ya suyundan; Emanet ata binen tez iner; Atı alan Üsküdar geçti, vs gibi. Bu hafta sonu Ereğli’de dostumuz Mustafa Özsarı’nın çiftliğine de uğradık. Ereğli eskiden bu yana at yetiştirmek için iyi bir yer. Havası, suyu ve hele hele ayrık otu at için çok iyi geliyor. Nice şampiyon atlar Ereğli’de doğmuş ve yetişmiştir. Mustafa iyi bir at yetiştiricisi, hem kendi sahip olduğu atlar var çiftliğinde hem de Türkiye’nin değişik yörelerinden gelen atları çiftliğinde ağırlıyor. Birkaç saat İngiliz kısrakları ile stres attık. Muhteşem saatler geçirdik. Yaşını almamış taylar tam bir oyun çocuğu, eldeki elmayı yemek için seni devamlı takipliyor. İngiliz atları arap atlarına göre daha bir gostalı. Arap atları biraz daha küçük kalıyorlar İngilizlere göre. Ama arap atları daha bir dayanıklı, bir gün hiç su içmeden yol alabiliyorlar. At yetiştirmek ayrı bir maharet istiyor, atın dilinden anlayacaksın, ne için hangi hareketi yaptığını bileceksin ki derdine derman olabilesin. Dostumuzun dediğine göre atlar için sancı olması pek sık rastlanan bir durum bir iğne ile sorun giderilir. Ama en tehlikelisi bağırsak düğümlenmesi ki onun sebebi de pek bilinmiyor tedavisi de nerdeyse yok, sonuç vahim. Atlarla hoşça vakit geçirirken dostunuzun ikramı olan muhteşem kokulu golden elmaları ile cevizli sucukları da afiyetle yedikten sonra akşam serinliğinde vedalaşarak oradan ayrıldık.