Cinayet ve beklenmeyen misafir...
Sabah erkenden kalktım .Duştan sonra küçük bir sandviç hazırlayıp kahvemle birlikte olağan kahvaltımı yaptım.Etraf toz içinde kalmış. Eskiden temizlik yapmayı hiç sevmezdim, ama toz içinde de yaşayamazdım.İşe yerleri süpürmekle başladım.Daha sonra her yeri sildim.Camları parlattım.Temizlik yapmakta bir çeşit terapi biçimi, hayatımdaki pisliklerden arınıyorum.
Tarçın hanımın yemeğini verdikten sonra bahçede biraz kitap keyfi yaptım.Gerçi şu sıralar okuduklarımdan pek bir şey anlamıyorum.Aklım belli bir yere sabitlenmiş,bana meydan okuyor.Bir soru var kafamda cevabı yok.
Neydin, ne oldun ,ne olacaksın Ela?
Akşam serinliği yavaş yavaş çökmek üzere.Bugün yürüyüşe biraz erken çıkalım.Buranın en güzel özelliğinden birisi de doğa harikası olması.Patika yollar,kenarlarında dev söğüt ağaçları,kavaklar...Sanki kartpostallarda kullanılan görüntüler buradan çıkma.Özellikle sonbahar mevsiminde harika bir görüntü sergiliyor bu yollar.
Toprak yolların kenarlarında ağaçların arkasında küçük bahçeler var.Envai çeşit sebze ve meyve ağaçları ekili.Etrafın güzelliğine takılıp kalmıştım ki ,tarçında bir huzursuzluk sezdim.Kulaklarını dikti,kuyruğunu hızla sallamaya başladı.
"Neyin var kızım? Ne oldu ?
Hareketleri hızlandı,beni sürüklemeye başladı.Rahat hareket etmesi için tasmasını çıkardım.Sağ taraftaki bahçeye doğru koşmaya başladı,bende arkasından koştum ama yetişmek ne mümkün.Korku ve endişe sardı içimi.Tarçının havlama sesiyle kendime geldim,o tarafa doğru koşmaya başladım.
Onu bulduğumda yerde kanlar içinde yatan bir kadının başında bekliyordu.Derin bir nefes alıp kadının nabzına baktım.Çok yavaş atıyordu.
"Haydi kızım etrafa bak başka kimse var mı?"
Telefonum olmadı için kendime çok kızdım.Yardım çağıramıyor,yanından ayrılamıyorum.Çaresiz tarçını bekledim.
Tarçın geri döndüğünde sık sık soluyor,yüzüme bakıyordu.
"Burada beni bekle kızım" dedim ve koşmaya başladım. Etraf çok ıssız ve tenhaydı.Buralarda kimsecikler yoktu.Çaresiz merkeze doğru yöneldim.Biraz ileride bir karaltı farkettim. Önce aklımdan "ya katilse" diye geçti ama kadın ölmek üzereydi, çaresiz yaklaştım.Tarlada çalışan adamı fark ettim,biraz ilerideki kadını da görünce rahatladım.
"Kolay gelsin."
"Sağ ol kızım buyur."
"Şey,az ilerde bir kadın var yaralı, yardım etseniz de hastaneye yetiştirsek.Ya da telefon varsa ambulans çağıralım."
"Kimmiş kızım. Nerede?"
"Bilmiyorum kim olduğunu. Acele etseniz,kadın ölmek üzere."
"Dur hemen bekle,arabayı alıp geleyim.
İleride ki kadına da durumu anlattıktan sonra arabayla yanıma geldiler. Beyaz torosun sıcaktan içi yanmış,bir de ter kokusuyla berbat bir hava vardı içeride.Arkada camı biraz açınca rahatladım.Yolu tarif ederek sonunda kadının yanına ulaştık,ama geç kalmıştık.Biz geldiğimizde kadın ölmüş,tarçın da yanına uzanmış,emanete sahip çıkamadım bakışı vardı.
"Hay Allah Süleyman bu bizim Fadime.Yazık garibandan ne istediler? Vah vah."
"Jandarmayı arayalım da gelsinler. Zavallı yarım akıllı kadınla alıp veremedikleri neydi ki?"
Meğer,zavallı kadın tek başına yaşarmış. Aklı gider gelirmiş,hayırsız bir oğlu varmış,anacağızını arayıp sormazmış.
Altmış beş yaşında ,zayıf ,sırtında kamburu,yüzünde güneş yanığı olan bir kadındı.Sorunda buydu ,kadın olmaktı.Genç,yaşlı,güzel,çirkin,akıllı ya da deli fark etmez, yeter ki kadın olsun şiddet her yerde, her yaşta buluyor.
Üstü başı parçalanış, ağzı, burnu kan içinde,kafasının sağ kısmı içine çökmüş,vücudunun çeşitli yerlerinde morluklar vardı.Kenarda duran çuvalı alıp üzerini örttüm.
"O hayırsız oğlu rahat esin artık,anası öldü."
"Söylenme Ayşe, sana ne."
Jandarmalar geldi,çuvalı kaldırıp baktılar.Sonra da ambulansa bindirip otopsi için hastaneye gönderdiler. İlk ifademi ayak üstü orada verdim.Etrafa devriye çıkardılar.Keşif yaptılar ve birlikte karakola geçerken,etraftakiler şimdiden konuşmaya başlamış merakla devriye aracına bakıyorlardı.Yaşlı kadının ölümü onlar için güzel bir malzeme oldu.
Komutanın odasına geçtim,masanın yanındaki sandalyede oturdum.Böyle yerlerde havada bir resmiyet kokusu alıyorum. Masaya takıldı gözüm. Bir sürü dosya açılmış duruyor,masada ki telsiz sessiz sedasız bekliyor.Karşıdaki dosya dolu demir dolap resmiyete ayrı bir hava katıyor.Allahtan cam açık ,yoksa burada boğulacağım.
Komutan olaydan ve sıcaktan bunalmış,yüzünü ter basmış,sıkıntılı görünüyor.Esmer, kahverengi gözlü ,kalıplı yakışıklı bir adam.Ayrı bir karizması ve çekiciliği var.
"Ela hanım hoş geldiniz."
"Pek hoş gelmedim."
"Saçma oldu affedersiniz. Size bir kaç sorum olacak."
"Buyurun, ben tekrara hazırım."
"Peki o halde,Ela hanım o ıssız yolda tek başına ne yapıyordunuz ?"
Gözlerimin içine bakıyor benden cevap bekliyordu.
"Yürüyüş yapıyordum,ayrıca tek başıma değildim."
"Yanınızda biri vardı yani."
"Evet köpeğim tarçınla birlikteydim."
"Peki, hımm sizin yürüyüş yaptığınız yerle olay yeri arasında bayaa mesafe var .Nasıl elinizle koymuş gibi cesedi buldunuz?"
"Ayak sesleri duydum,köpeğim huysuzlaştı,tasmasını çıkardım beni kadının yanına götürdü.Gittiğimde kadının nabzı çok yavaş atıyordu.Telefonum olmadığı için yardım çağırmaya gittim.Döndüğümüzde ölmüştü.Yeterli mi komutanım?"
"Sinirlenmenize gerek yok,avukatsınız sizde bilirsiniz,bunları sormak zorundayım."
"Bakın anlıyorum,anlamaya çalışıyorum.Sizin de gördüğünüz gibi kadının tecavüze uğradığını anlamak için otopsi sonucuna gerek yok. Kadına tecavüz edemeyeceğime göre suçluyu benim verdiğim bilgilerle dışarıda ararsanız ,daha iyi sonuç alabilirsiniz.Böylece başka birinin canını yakmasına engel olabilirsiniz. Yok Siz beni zanlı yerine koyacaksanız ,elinizde daha güçlü delillerin olması gerekir."
Çok gerilmiştim. Saatlerdir aynı şeyleri söyleyip durmaktan dilimde tüy bitti.
"Müsaadenizle komutanım.Ben evime gidiyorum,başka bir şey sormak isterseniz adresim belli" dedim ve kalktım.
"Peki Ela hanım,olay çözüme ulaşıncaya kadar kasabadan ayrılmayın."
Uzattığı elini havada bırakarak arkamı döndüm ve çıktım.Tarçını da alarak evime doğru yürümeye başladım. Yolda bir kaç kişi çevirip olayla ilgili sorular sordu,hepsini cevapsız bırakarak yoluma devam ettim.
Ertesi gün yine erkenden kalktım.Küçük kahvaltımdan sonra bahçeye çıkıp tarçının yemeğini verdim.Kitabımı açıp okumaya başladım.Kitap okurken vaktin nasıl geçtiğini anlamıyorum.Bir ara acaba kadının katilini buldular mı diye merak ettim. Zavallı Fadime Altın'ın cenazesi bugün ikindi namazı ile kaldırılacak.Belediye ilan verirken aynen böyle demişti. Bahçe kapısının açıldığını duyunca kafamı kaldırdım.
"Merhaba Ela"
"Hoşgeldin."
"Nasılsın?"
(...)
"Haklısın saçma bir soru..."
"Neden geldin?"
"Seni geri götürmeye.."
"Burada rahatım.Ne kadar kalmak istersen kal ve sonra git."
"Anladım kuzum. Ne oldu da kendini buralara attın?"
(...)
"Tamam sormayacağım. Teyzen için fazla odan var mı?"
Kalkıp teyzemi boş odalardan birine yerleştirdim. Eminin annem göndermiştir Onu.Kendi ısrarları boşa çıkınca teyzemi kullandı.Neden beni rahat bırakmayı denemezler ki?
"Ela dolapta yiyecek bir şey yok.Haydi çarşıya çıkalım yiyecek bir şeyler alalım."
"Burada çarşıda kahvehaneden başka bir şey yok. Pazarı da pazartesi günü kurulur."
"Sen ne yapıyorsun ya.."
"Yaşayacak kadar bir şeyler yiyorum.Dolapta hazır çorbalar var ,onlardan yapalım."
"Sen dur bana bırak ben bir şeyler bulurum."
Sokak kapısından çıktı.Bende tarçını alıp bozulan yalnızlığıma kızarak yürüyüşe çıktım.Biraz yürüdükten sonra göl kenarında oturdum.
Döndüğümde teyzem mükellef bir sofra hazırlamış,Almanya'dan getirdiği kırmızı şarabı da açmış beni bekliyordu.
Oturdum ,şaraptan bir yudum aldım. Ne kadar uzun zaman oldu böyle bir sofraya oturmayalı..
Yemekte pek bir şey konuşmadım.Daha çok teyzemi dinledim. Almanya'dan kesin dönüş yapmış,gelmişken Ela'ya bir bakayım demiş,bana gelmiş.
"Bu arada komşulardan sebze alırken cinayetten bahsettiler. Zavallı bir kadını öldürmüşler. Allah'ım sen koru, yaşanacak zaman değil valla."
(...)
"Katili yakalamışlar Allahtan. Tarlaya kadar takip edip annesi yaşındaki kadına... Tövbe tövbe.."
Teyzeme iyi geceler dileyip odama geçtim.Kırıldığını biliyorum ama bunları dinlemek istemiyorum.
Uzandım ve gözlerimi kapattım. Kulaklarımda bir müzik, kafamın içine seni yerleştirdim. Sen dans ettin,ben yandım. Sen dans ettin,ben öldüm. Sonun da seninle birlikte semaya döndüm...