Seçim yaklaşınca, kömürünü,peynirini ve diğer ihtiyaçlarını mahalleye veya köye gönderilen kamyonlardan karşılayacağını bilen birisi; çalışmak ve üretmek için kendisini yormaz. Oturur mahalle veya köy kahvesinde, kamyonlarla getirilip dağıtılacak oy rüşvetlerini bekler. Öyle olunca da; ülkemizin üretim kapasitesi düşer. Bu yüzden eskiden ihraç ettiğimiz her ürünü; samanı- buğdayı, hayvan yemini, ayakkabıyı, yemeniyi, namazlağı bile; küffardan satın almak zorunda kalıyoruz.
Gecekondu bölgelerine, yoksul köy ve mahallelere yardım kamyonları gönderilecekse; seçim yaklaşınca değil; seçime uzak olan yıllar ve aylarda gönderilmeli. Şimdiki tatbikat biraz ayıplı oluyor. Seçime yakın zamanda yardım dağıtılması bile; çıkan sonuçları şaibeli saydırabilir. Gücü elinde bulunduranların veya ele geçirenlerin, sosyal yardım bahanesiyle kendi adamlarını ve yandaşlarını, aşırı zenginleştirdiği de, bizde çokça görülüyor.
Bugünkü sistemin gülünç yanları da var. Yardımları kapışanlar, yalnız kendileri, evleri ve iyice zenginleşmeleri için yağmalamıyorlar devlet yardımlarını. Köyde kalan ana babaları, komşu ve hısımlarına da gönderiyorlar. Bu kötüye kullanış, kırsal kesimdeki tarım ve hayvancılığı da baltalıyor. Nasıl olsa bolca yardım alacağını bilenler; çalışmayı ve üretmeyi bırakıyor. Tarlalar ekilmiyor; ağaçlara ve bahçelere bakım yapılmıyor.
Sosyal yardım o kadar sui istimal ediliyor ki; abartılı gülünç olaylar da çıkıyor. Dolaylı tanıdığım bir bayan var; köylülerinin çoğu Ankara'ya göçmüş. Eşi bir trafik kazasında vefat edince avukat tutup kaza yapandan; kendisi, çocukları ve eşinin ana babası için de tazminat almış. Kayınpeder ve kayınvalidesinin tazminatlarına da el koymuş; onlara bir şey vermemiş...
Zenginlerin kurduğu vakıflardan da, sürekli yardımlar alıyor. Çocuklarının hepsini o vakıfların okutması için uğraşıp, başarmış. Eskiden temizliğe gidiyormuş; artık gitmiyor. Zenginliğin tadını çıkarıyor. Fakat "Nereden yardım alırım?" diye de, her an tetikte! Kendisi yardım yapacak güçte; fakat o, sürekli yeni yardımlar koparmanın peşinde. Bu ayrı bir örnek; daha nasılları var bilemem.
Sosyal yardımla geçinenlerden, en az bir kısmı komplekse ve ezilmişlik duygusuna da kapılabilirler. Onlara iş vermek, Kesinlikle daha hayırlıdır ve sevaptır. Vatandaşların hepsine yetecek kadar istihdam yaratabilirsek; hem üretim artar, hem de borçlardan kurtuluruz. Çağdaş bir ülke oluruz.
Birçok il ve ilçemizde, şirketler kurup fabrikalar yapmak için; Cumhuriyetimizin ilk yıllarından başlayarak ortaklıklar yaratıldı. Fakat neredeyse her yerde, açıkgözler toplanan paraları yedikleri için (çoğu neredeyse hepsini yuttu) başarılı olunamadı. O bakımdan ülkenin her yerinde devletin fabrikalar ve işletmeler kurması gerekiyor. Başa geçenler de, devletin parasıyla ve büyük zorluklarla kurulan işletmelerimizi satarak eldse ettikleri büyük kaynakarla
seçim rüşvetleri dağıtmayı bırakarak; ülkenin her il-ilçe ve köyünde bütün vatandaşlarımıza yetecek kadar iş ve istihdam alanları açmalılar. Tüm vatandaşların çalışarak ekmek kazanabileceği kadar çok üretim tesisi kurmak, iktidarın görevidir. Bu vazife, öfkeli ve kindar nutuklar atmaktan çok-çok önde gelir.