Hamileliğin ilk üç ayında bebeğin gelişimi için genetik ve çevresel etkenler fazlasıyla önem taşır. Bu dönemde bebekler dışarıdan gelen stres faktörlerine karşı oldukça duyarlıdır.

Anne adayının maruz kaldığı hipertansiyon, obezite, yoğun stres ve tüketilen içeriği temiz olmayan gıdalar bebek üzerinde strese neden olur. Anne adayının kan şekerinin hamilelik süresince yüksek düzeylerde görülmesi; doğacak bebeğin şizofreni, otizm spektrum bozukluğu ve depresyona yatkın bir bebek olma ihtimalini sekiz kat arttırır. Bu yüzden anne adayına hamileliğinin 20. haftasında şeker yükleme testi yapılarak hamilelik diyabeti araştırılmalıdır. Hamilelikte yüksek kilo alımı hamilelik diyabetine neden olabilir bu nedenle yüksek kilo alımından kaçınılması gerekmektedir.

Hamileliğin son 3 ayı için de benzer durumlar söz konusudur. Son 3 ayda anne yanlış diyet yapar ve yetersiz beslenirse bebeğin beyni dış dünyada “açlık” olduğunu düşünür ve kendini buna hazırlamaya çalışır. Bu yüzden metabolizması yavaş (fazla enerji harcamayan), yediklerini depolamaya meyilli olur, bütün bunların sonucunda ise obeziteye yatkın bir çocuk dünyaya gelir. Bu nedenle gebelikte uygulanan yanlış diyetler, aslında çocuğu aç kalacağını sandığı bir dünyaya hazırlamaktır.

Diğer taraftan anne karnında yeteri kadar besin alamayan çocukların beynindeki nöral ağların normal seviyelerine ulaşamama ihtimali de oldukça yüksektir. Şizofreni ve otizm spektrum bozukluğu riski fazlasıyla artar.

Bu duruma verilebilecek en iyi örnekler, Çin kıtlığı sırasında ve Nazi toplama kamplarında doğan çocuklardır. Elde edilen veriler sonucunda, bu çocuklarda şizofreni hastalığı üç kat daha fazla görülmüştür.