Gazi pazarında giyiminin marka olduğu her halinden belli olan, siyah eşofmanlı ve siyah spor ayakkabılı ve bunları tamam eden, kaliteli gözlüklerini tişörtüne takmış olan adamın, yan sergideki konuşmalarına ister istemez kulak misafiri oldum.
Altuntaş’lı sarımsak satıcısı amcayla, sanki tüm pazarı satın alacak gibi pazarlık yapan adam dikkatimi çekmişti.
Sarımsağın kilosuna 60 TL diyen, saçı sakalına karışmış üzerinde ki askeri parkayla sabah soğuğundan korunmaya çalışırken, yerdeki serginin üzerinde oturmaktan ayakları uyuşmuş olacak, kalkınca dizlerini tutarak ayakta durabiliyordu.
“Oğlum kilosu 60 TL senin dediğin 50 TL fiyata biz toptan veriyoruz, üç kuruş fazlaya satmak için de sabahın ayazında, pat patla bin bir zorluk ve meşakkatle hanımla beraber pazara geliyoruz. Şu halimize bak, çoğu zaman insanlıktan çıkıyoruz. Tarla da üretmek için emek verip bir yıl gözüne bakıyor, sonrasında söküm yaparak kurutup pazara getiriyoruz ve akşama kadar da burada bekliyoruz. Maşaallah halin vaktin işin gücün yerinde bir arkadaşa benziyorsun, yorma beni! Haa param çıkışmıyor, hatta param yok ama sarımsakta ihtiyacım diyen biri olsan, Allah biliyor ki hiç para almadan bile veririm” diyordu.
Bu arada iyi giyimli kişi hala lafı uzatıyor ve pazarlık ettiği 10 TL’yi kar belleyerek, “pazarlık sünnettir” diye söylüyordu. Galiba din adına ettiği ve en iyi bildiği söz de ‘’pazarlık sünnettir’’ demek olacak ki, aynı sözü birkaç kez daha tekrar etti.
Muhtemelen tüm varlığı birkaç dekar tarlada yaptığı üretim olan ve onları da elinden geldiğince, üst fiyattan satmaya çabalayan bu amcaya,10 TL eksik versem ne olur fazla versem ne olur düşüncesiyle ve Watsap mesaj listemde o hafta olmamasına rağmen, yan sergiden aldığım domatesi Pazar arabasına koyar koymaz, hemen “amca iki kilo sarımsak verir misin” diyerek, o serginin önüne geldim.
200 TL uzattığım amca, “Allah bereket versin” diyerek 80 TL para üstünü verdi.
Bu durumda güzel giyimli arkadaş da ''tamam amca haklısın bir kilo da bana tartar mısın'' demek durumunda kalmıştı.
Mesele şu, tabii ki pazarlık sünnettir ama her zaman her yerde ve herkesle olmamalı. Her gün girip çıktığımız marketlerde pazarlık edebiliyor muyuz? AVM kasalarında kuruşuna kadar kredi kartıyla öderken gıkımız çıkıyor mu?
Özellikle hali vakti yerinde olanlar için söylüyorum, elleri nasır tutmuş, yürekleri pamuk şekeri olmuş üreticilerle lütfen pazarlık etmeden, alışveriş yapmaya özen gösteriniz!
Çoğu zaman onlar bu da benden olsun deyip fazlasıyla tartarlar, sergide son kalanları bedavadan poşetinize doldururlar.
Geçim kaynakları evlerinin önünde ya da küçük bir tarlada ürettikleri ürünler olan ve haftada bir kez pazar da satmaya gelenleri koruyup gözetin.
Zaten marketlerin hepsinde manav reyonları var. Neredeyse her cadde üzerinde haldeki komisyoncular, gösterişli ve temiz manavlar açtılar.
Üreticilerimize en azından pazarlarda hayat hakkı tanıyalım. Pazar yerlerinde zorluklarla bulabildikleri küçük boşluğa sığınmış teyzelerimizi amcalarımızı, bir de bizler ucuza mal almak için, sıkboğaz etmeyelim.