Tarihteki en önemli hadise, Hz. Peygamber’in risaletidir. Bu, tarihin dönüm noktasıdır; insanlığın kurtuluşu ve yeniden dirilişidir.

Allah’ın insanlığa en büyük ihsanı, onlara hayat rehberi olarak kitap göndermesi ve peygamberler seçmesidir. Âl-i İmrân 164. ayette şöyle buyrulur:

"Andolsun ki, içlerinden kendilerine Allah’ın âyetlerini okuyan, (kötülüklerden ve inkârdan) kendilerini temizleyen, kendilerine Kitap ve hikmeti öğreten bir Peygamber göndermekle Allah, müminlere büyük bir lütufta bulunmuştur. Halbuki daha önce onlar apaçık bir sapıklık içinde idiler."

Cehaletin, vahşetin, zulmün, düşmanlığın, inkâr ve şirkin yeryüzünü kapladığı; herkesin yaşamaktan nefret ettiği, tam bir dalâlet içinde bulunduğu, huzur ve güvenin arandığı bir zaman diliminde, Allah insanlığa rahmet ederek yeni bir peygamber göndermiştir. Daha önceki peygamberler gibi Hz. Muhammed’i (sallallahu aleyhi ve sellem) son peygamber olarak seçmiştir.

O’nun doğumu, Hz. İsa’nın müjdesi idi. O’nun dünyaya gelişi, insanlığın yeniden dirilişinin başlangıcı ve kurtuluş yolunun yeni bir basamağı oldu.

O, en güzel ahlâkın sahibiydi ve:

"Ben güzel ahlâkı tamamlamak için gönderildim."

Buyurarak dünya ve âhiret mutluluğunun yolunun güzel ahlâktan geçtiğini anlattı. Üstelik anlattıklarını önce kendisi yaşayarak örnek oldu.

Yine: “Beni Rabbim terbiye etti ve terbiyemi güzel kıldı.” buyurmuş, Allah’ın emirlerini yaşayarak tebliğ eden bir canlı Kur’an olmuştur.

Bütün eziyet, cefâ, hakaret, alay ve düşmanlıklara rağmen azim, sabır, sebat, sevgi ve merhametle insanlığı Allah’ın sırât-ı müstakîm yoluna davet etti. Ayette belirtildiği gibi insanlığı rahmetle kucakladı; kolaylaştırdı, müjdeledi; kötülüklerden ve düşmanlıklardan temizledi. İnsanlığı cehâlet asrından saadet asrına çıkardı. Birbirinin canına kasteden düşmanları, birbirine canını verecek dostlar hâline getirdi.

Allah’ın kıyamete kadar insanlığa en güzel örnek olarak gönderdiği, âlemlere rahmet olan, insanlığa çok düşkün, en güzel ahlâkın sahibi ve rehberi Peygamberimiz Hz. Muhammed’e (sallallahu aleyhi ve sellem) salât ve selâm olsun. O, canımızdan daha çok sevmemiz istenen Efendimizdir. Âhirette de şefaatini umuyoruz.

Mevlid-i Şerif’in yazarı Süleyman Çelebi, O’nun doğumu için yazdığı eserine Vesîletü’n-Necât (Kurtuluş Vesilesi) adını vermiştir.

Hz. Peygamber’e itaat, Allah’a itaattir. Çünkü O, Allah’ın elçisidir. Peygamber Efendimizi anlamak, O’na sûret olarak değil; sîret olarak, yani ahlâkı ve yaşayışıyla, düşmanlarının bile Muhammedü'l- Emin olduğunda şüphe etmediği, doğruluk, fetanet, merhamet, şecaat, kahramanlığın liderini örnek almakla mümkündür.

O, insanlığın kurtarıcısıdır. Kurtuluşumuz da O’nun bize emanet ettiği iki değere, Kur’an-ı Kerîm ve sünnetine bağlılıkla mümkündür. Bu şuurla O’nun doğumunu, Mevlid-i Nebevî’yi tebrik ederim.

Medyûn (borçlu) ona cemiyeti, medyûn ona ferdi.

Medyûndur o ma’sûma bütün bir beşeriyyet...

Yâ Rab, bizi mahşerde bu ikrar ile haşret. M.Âkif)