Akşehir'de Kuruçay Mahallesi'nden geçerek, Orman Fidanlığı üzerindeki dağlık alanın sularını da toplayıp Engilli Yolunu geçtikten sonra dere yatağı olmayan hendeklerden Akşehir Devlet Hastanesi ve Sanayi Sitesine doğru akan bir deredir Monas. Bu dağlık alanların sularını toplayan Monas Deresi, belirlenmiş bir yatağı olmaması nedeniyle Devlet Hastanesi ve Sanayi Sitesi'ne doğru tehlikeli bir şekilde akıyor. 2000'li yıllarda yaşanan sel felaketinde sanayideki iş yerlerini su basmışken, şimdi bölgede yeni yapılan yüzlerce konut ve Devlet Hastanesi'nin ek binası, dere yatağının olmaması yüzünden doğrudan sel tehdidi altına girmiş durumda.
Akşehir'in hızla yapılaşan Seyran Mahallesi, Devlet Hastanesi çevresi ve Sanayi Sitesi bölgesindeki insanlar bu tehlikeden ne kadar haberdarlar?
Geçmişte 2000’li yıllarda bir sel felaketi yaşanmış ve Akşehir Sanayi Sitesi sular altında kalmıştı. 2012 yılında dere yatağı için planlama yapıldı yapılmasına ancak 2014 sonrası süreçte imar uygulamaları ağır aksak ilerledi. Şimdi, Devlet Hastanesi'nin ek binasının tamamlanmasıyla sorunun aciliyeti daha da arttı. Üstelik son yaşanan dolu ve yağmur olayı da şehrin drenaj sorununu bir kez daha gün yüzüne çıkardı.
DSİ ve Akşehir Belediyesi'nin 2012'deki ortak çalışmasıyla Monas Deresi'nin Akşehir Çayı'na bağlanacak kanalın yeri belirlenerek imar planlarına işlenmişti. Akşehir Belediyesi'nin "18 uygulaması" ile dere yatağının imarını hazırlaması, kanal açma ve köprü inşa etme işinin ise DSİ tarafından yapılması o dönemde planlanmıştı. Ancak bu süreçler, özellikle 2014 sonrası dönemde yavaş ilerleyince, hastane yolları açılmadığı gibi, dere yatağının imar işi de "ağırdan" alındı. Bu durum hem hastaneye ulaşımı zorlaştırdı hem de bölgeyi sel tehdidine karşı açık bıraktı.
Ana neden, Monas Deresi'nin belirlenmiş bir yatağının olmaması ve ilgili kurumların (Akşehir Belediyesi ve DSİ) dere yatağı projesini zamanında ve etkili bir şekilde hayata geçirememesidir. İmar planlarının yapılmasına rağmen, uygulama süreçlerinin yavaş ilerlemesi, bürokratik aksaklıklar belki de önceliklendirme hataları, bu büyük tehlikenin halen sürmesine yol açıyor.
Akşehir Belediyesi ve DSİ (Devlet Su İşleri) bu sorunun doğrudan sorumlusudur. Ayrıca Konya Büyükşehir ve Akşehir Belediyelerinin de yol yapımında yaptıkları yamalar yüksek kalınca suyun doğal akışı engellendiği için eleştiri alıyor. Bu kurumların koordineli çalışmaması şehir sakinlerini büyük bir riskle karşı karşıya bırakıyor.
Akşehir'de yaşanan bu durum, plansız kentleşmenin ve idari zafiyetlerin somut bir örneği. 2000'li yıllarda yaşanan sel felaketine rağmen, aradan geçen bunca yılda gerekli önlemlerin alınmaması büyük bir aymazlık. Yeni bir hastane binasının yanı başında, yeni yerleşim yerleri oluşurken, bu temel altyapı sorununun hâlâ çözülmemiş olması, akıl alır gibi değil.
Monas Deresi projesinin kağıt üzerinde kalması, "18 uygulaması" adı altında yıllarca sürüncemede bırakılması, vatandaşın can ve mal güvenliğini hiçe saymaktır. İklim değişikliğinin etkileriyle ani ve şiddetli yağışların arttığı bir dönemde, bu tür bir "tepkisizlik", olası bir felaketin boyutlarını katlayacaktır. Akşehir Belediyesi ve DSİ'nin derhal bir araya gelerek somut adımlar atması ve kamuoyunu bilgilendirmesi elzemdir. Yoksa "pişmanlık" kelimesi, yaşanacak acıların yanında çok hafif kalacaktır.
Akşehir'de Monas Deresi'nin rehabilite edilmemesi ve düzensiz yapılaşma nedeniyle sel tehdidi her geçen gün artıyor. Özellikle yeni Devlet Hastanesi ve çevresindeki yoğun yapılaşma, bu riski katbekat büyütüyor. Uzmanlar ve bölge halkı, olası bir afetin faturası ağır olmadan yetkilileri göreve çağırıyor.
Peki, Akşehir Belediyesi ve DSİ başta olmak üzere, bu hayati konuda sorumluluk sahibi olanlar daha neyi bekliyor? 2000’li yılllarda yaşanan sel felaketinin yarattığı tahribat henüz unutulmamışken, benzer hatta daha büyük bir felaket yaşanmaması için acil eylem planları neden devreye sokulmuyor?
Siyasilerin ve konunun muhataplarının bir an önce toplanarak acil durum değerlendirmesi yapması, Monas Deresi'nin kanal projesini hızlandırması büyük önem taşıyor. Aksi takdirde, olası bir selde yaşanacak can ve mal kayıplarının sorumluluğu, bugünün sessizliğinde kalacak. Son 20 yılda bu konuya el atılmadığı görüldüğünde, bu konu aciliyet gerektiren bir Akşehir sorunu olup, siyaset üstü olarak bakılmalıdır!..
Akşehir'de Köprüler Şart: Monas Deresi (Kanalı) Projesi Eksiksiz Olmalı!
Akşehir'de sel riskini azaltacak Monas Deresi kanalı projesinde önemli bir detay göz ardı edilmemeli: Kanalın yeni ve mevcut yollarla kesiştiği noktalara acilen köprüler inşa edilmesi planlanmalı. Aksi halde, bir taraftan sel önlenirken diğer taraftan ulaşım felç olabilir.
Akşehir'in kangrenleşen Monas Deresi sorunu, sadece bir dere yatağı açmaktan ibaret değil. Bölgede hızla gelişen Devlet Hastanesi ve yeni yerleşim alanlarıyla birlikte açılan ve açılacak olan yollar, dere kanalının geçeceği güzergah üzerinde de kilit bir rol oynuyor.
Daha önce de belirttiğimiz gibi, Akşehir Belediyesi ve DSİ'nin ortaklaşa yürüteceği bu hayati proje kapsamında, Monas Deresi'nin Akşehir Çayı'na bağlanması hedefleniyor. Ancak bu kanalın inşası sırasında, yeni ulaşım ağlarıyla kesişim noktalarında köprü inşaatlarının eş zamanlı olarak planlanması da çok büyük önem taşıyor.
Peki, neden bu kadar acil?
Ulaşım Engeli: Köprüler olmadan açılacak bir kanal, bölgedeki yolları ikiye bölecek ve şehir içi ulaşımı ciddi şekilde aksatacaktır. Özellikle hastaneye erişim ve sanayi bölgesindeki ticari faaliyetler sekteye uğrayabilir.
Proje Bütünlüğü: Sel önleme projesi, bölgenin genel altyapısıyla entegre olmalı. Köprüler, bu entegrasyonun temelini oluşturur ve projenin etkinliğini artırır.
Geleceğe Yönelik Planlama: Akşehir'in hızla büyüdüğü düşünülürse, bugünden kapsamlı bir planlama yapmak, gelecekte ortaya çıkabilecek ek maliyetleri ve aksaklıkları önleyecektir.
Yetkililerin, Monas Deresi Kanal Projesi’ni (MOKAP) tüm detaylarıyla ele alması ve köprü inşaatlarını da acil eylem planına dahil etmesi gerekiyor. Sadece dereyi ıslah etmek yetmez; bu ıslahın şehrin yaşam döngüsüne sorunsuz bir şekilde entegre edilmesi şart. Aksi takdirde, bir sorun çözülürken, başka bir karmaşa yaratılabilir.
Akşehir'in geleceği için bu acil durum çağrısına kulak verilmeli, geçmişteki hatalardan ders çıkarılmalı ve halkın güvenliği her şeyin üzerinde tutulmalıdır.
Hatırlatmak isteriz ki; DSİ, Akşehir Orman Fidanlığı üstünden Monas Dersinin diğer kolunun yatağını açma çalışmaları başlatmıştı ancak Monas Deresi ile birleştikten sonra suyun gidecek yatağı olmadığı için bu çalışmayı erteleyerek yarım bıraktı. Allah’tan son 20 yıl içinde çok fazla yağış olmadı da bölge tehlikeye maruz kalmadı.
Ayrıca, google’dan bakınca Seyran Mahallesi, Yeni Devlet Hastanesi, Sanayi Çarşısı, Akşehirspor Tesisleri, Şişeleme Tesislerini ilgilendiren Monas Kanalı’nın, Akşehir İmar planına işlendiği de açıkça görülüyor..
![]() |