Şimdi her şeyi o kadar bozdular ki köylere bile üniversiteler açıldı; yüz binlerce işsiz ve çaresiz genci sokaklara döktüler. Ama her şeye karşın bildiğini okuyan, adına insan demeye utandığım kişi çok. Haydi gelin dostlarım, benim açığımı siz kapatın; çektiğiniz ilgili fotoğrafları bana gönderin, hemen onları belediye başkanına göndereceğim, gereği yapılacak!

Dostlar, kaldırım diyorum da aslında bizim sokak ve caddelerin böyle bir yapısı yok. Var olanların en az yarısı kaldırım değil. Özellikle gidin ara sokakları bir dolaşın; acı gerçeğimizi yeniden görün. Giderek Hindistan’a, Pakistan’a benzer hâle geliyoruz. Bize düşen, bu gidişe biraz olsun engel olmak. El ele verelim, bana biraz yardımcı olun. Biz artık her açıdan emekli olduk; sağlık sorunlarımız bir iş üretimine izin vermiyor.

Ben böyle eli boş, gönlü hoş duramam; düşündüm, kendimi “Akşehir’in Kaldırım Mühendisi” olarak atadım. Belediye başkanımız açtığı bir kampanya ile duyarsız, sorumsuz insanımızın açtığı hasara engel olmak için çalışıyor. Ben de kendisine yardım için kendimce uğraşıyorum. Yürüdüğüm kaldırımlarda park hâlindeki araçların fotoğrafını çekip ilgili makamlara gönderiyorum. Bunun için devamlı gezip dolaşmam gerekiyor, lakin o güç ve derman artık bende yok.