Fatih Köle, “Bir Yol Ayrımındayız. Akşehir Halkı Ne İstiyor? Ne İstemiyor?” başlıklı yazılı açıklamasında, özetle şu ifadelere yer verdi:

“Sevgili hemşehrilerim; Yüksek Seçim Kurulu’nun sonuçları açıklamasından sonra görülen o ki adaylardan hiçbiri muvaffak olamadı. Yapılan seçim insanlara her zaman bir şans daha tanımaz ama şu anda yeni bir şans önümüze geldi. Önümüzdeki seçim bir seçimden çok EVET veya HAYIR diyeceğimiz bir referandum haline geldi. İkili bir yol ayırımına geldik; son 5 yıl içinde yaşadıklarınıza evet mi diyeceksiniz yoksa yeni bir başlangıç için hayır mı diyeceksiniz?

Mesela; tek bir kişinin gece yarısı çıkardığı kararnamelerle ülkeyi yönetmesini mi yoksa kurumların kendi özerk yapıları içinde bir kontrol mekanizması çerçevesinde ortak akılla yönetilmesini mi istiyorsunuz? Mesela; bir gece, keyfe göre yasaklar çıkarılmasına mı yoksa insan hak ve özgürlüklerine dayalı yeni bir başlangıca mı oy vereceksiniz?

İmar yolsuzlukları, uyuşturucu baronlarının yer altı dünyasıyla irtibatlı kişilerin at oynattığı bir düzeni mi istiyorsunuz yoksa bütün baronlara karşı siyasi ahlak temelli bir düzen mi? Mesela; bir gün kırmızı bültenle aranan bir teröristi, PKK elebaşlarından birini televizyona çıkartıp oy isteten ertesi gün terörle mücadele ettiğini söyleyen riyakar bir siyaset mi istiyorsunuz yoksa demokratik hukuk çerçevesinde insan hak ve özgürlüklerine saygılı ve gerçek anlamda terörle mücadele eden demokratik bir sistem mi istiyorsunuz?

Mesela; evlatlarımızın işe girmelerinde dayı amca torpili aranan bir siyaset mi istiyorsunuz yoksa liyakate dayalı, her kişinin hakkına göre işe gireceği bir sistem mi? Mesela; “Bakara makara” diyerek Yüce Allah’ın ayetleriyle dalga geçen Egemen Bağış’ı taltif eder gibi önce Cumhurbaşkanı Danışmanı sonra Lizbon’a Büyükelçi atayan bir kişiye mi yoksa liyakate dayalı akraba yandaş kayırmacılığını yok edecek olan yeni bir sisteme mi evet diyeceksiniz?

Mesela; gelir seviyesi düşük aileler için kadınlara, asgari ücretin altında kalmayacak şekilde gelir sağlanmasını, kırsalda yaşayan gençlere ve kadınlara yönelik sigorta sistemi ve Aile Destek Programlarının hayata geçirilmesini mi istiyorsunuz yoksa sadaka ekonomisinin devam etmesini mi? Mesela; bayram ikramiyesi olarak 2 bin lirayı layık görenlere mi yoksa 8 bin 500 lira yaparak üstelik Ramazan Bayramı’nda oluşan farkla birlikte Kurban Bayramı’nda hesabına 15 bin lira yatıracak olanlara mı oy vereceksiniz?

Sayın Akşehirliler; mesela, 20 yıldır söz verildiği halde Çakıllar, Çamlı, Ilıcak, Gedil, Bozlağan gibi mahalleleri kapsayan ama ne yazık ki yapılamayan göleti yapmayanlara mı yoksa yapımı için tüm gücünü sarf edecek yeni bir sisteme mi oy vereceksiniz? Mesela; Engili Mahallesi’nin elektrik problemini 20 senedir çözmeyen bir iktidara mı yoksa yeni bir oluşuma mı oy vereceksiniz? Mesela; Saray, Ulupınar, Yeni Köy Mahallelerinin kanalizasyonunu, yollarını yapmayan bir iktidara mı yoksa yeni bir oluşuma mı?

En önemlisi de bu güzel şehrimizi 6 ay içinde il yapma sözü veren Genel Başkan Davutoğlu ve Cumhurbaşkanı Adayı Kılıçdaroğlu’nun oluşturduğu Millet İttifakı’na mı yoksa inşallah maşallahla avutan bir iktidara mı oy vereceksiniz? Unutmayın; Akşehir’in, çevre ilçelerin de bağlanmasıyla il olması durumunda toplam nüfusu 300 bini geçeceği gibi artık gençlerimiz de geleceklerini aramak için büyükşehirlere gitmek zorunda kalmayacaklar.

Sevgili hemşerilerim; bundan 11 yıl önce Akşehir’in asbestli su borularının değiştirilmesi için Avrupa Birliği’nden gelen hibe yani geri ödemesiz bedava olmasına rağmen daha bir hafta önce temel atma töreni yapan, yıllarca kanserojen borulardan geçen suyu bu halka içiren bir zihniyete mi oy vereceksiniz?

Sevgili halkımız; artık şapkayı önümüze koyup düşünmenin vakti geldi de geçiyor bile ve bu şans bir daha gelmez. Hepinizi saygılarımla selamlarım.”