Fakat günümüzde insan fıtratına ters düşen, kadın ve erkeğin yaratılış gayesini ortadan kaldırmaya yönelik sapkın fikirlerin ve faaliyetlerin arttığı, sanki bu sapkınlığın normal olduğunu da topluma ve dünyaya kabul ettirmeye çalışan, küresel bir çetenin var olduğu zamandayız. Bunun adını da ‘’cinsiyetsizleştirme’’ koyan bu sapkınlar kadını erkeğe, erkeği kadına dönüştürmek maksadıyla, insan bedeninde operasyonlar yapılmasının normal bir hak olduğunu yaymaya çalışmaktalar. Öyle ki, cinsiyet değiştirmek için hastaneler de bir çok kişinin sıra beklediğini belki de abartarak topluma empoze etmeye çalışmaktalar. Allah’ın yarattığını bozmak gayretiyle insanı kimliksiz, ruhsuz ve çoğalmasına engel olmak maksadıyla başlatılan bu sapkınlıkların yaygınlaşması için devasa fonlar oluşturulmakta, görsel ve basılı medyaya da çok ciddi destekler verilerek, haber ve programlar yaptırılmakta. Bu sapkınlığa düşenler için ise, kişisel hak ve özgürlüklerini kullanıyorlar safsatasıyla sahip çıkan bir zümre bile oluşturdular. Cinsiyetsizleştirme çalışmalarıyla dönüşüme uğratılanların bozulan psikolojilerini uyuşturucu ve alkolün desteği ile, felaketin boyutlarını daha ileri seviyelere taşımış durumdalar. Ayrıca nikâhlı helal olan ilişkileri gereksiz ve özgürlüğü kısıtlayıcı göstermeye çalışarak, aile kurumlarını yok etmeyi amaçlamaktalar. Kadın erkek çocuk demeden her türlü istismarı ve gayri ahlakiliğin önünü açmak için de, ölçüsüz çıplaklık ve sınırsız ahlaksız davranışları da destekleyerek, insanlığın geleceğini tamamen karartmaya yönelik çalışmalar yapılmakta. Cinsiyetsizleştirme adıyla yürütülen faaliyetlerin tamamı hayâsızlıktır, sapkınlıktır. Allah’a ve Ahiret gününe isyan etmektir.
Peygamberimiz (s.a.v.) “Allah, kadınlara benzemeye çalışan erkeklere ve erkeklere benzemeye çalışan kadınlara lanet etmiştir” buyurmaktadır. Allah’ın haram kıldığı ve yaratılışımıza müdahale eden batıl ideoloji, özgürlük adı altında meşrulaştırılamaz. Aklı ve vicdanı saf dışı bırakan, birçok hastalığın ortaya çıkmasına sebep olan, sapkın akımlar insan hakları bahanesiyle doğal karşılanamaz. İnsanlığın geleceğini tehdit eden bu tür sapkınlıklara sinemalar, televizyon dizileri, çizgi filmler, sosyal medya paylaşımları, dijital oyunlar, reklamlar, müzik, sanat ve kültürel etkinliklerle destek verenler İslam inancına göre telafisi mümkün olmayan çok büyük günahlara ortak olmaktadırlar. Cinsiyetsizleştirme, sadece fertlerin kimliğini hedef almakla kalmayıp, toplumların da geleceğini karartan büyük bir tehdittir. Ve bu tehdide karşı elimizdeki en büyük güç, aile kurumumuzdur. Aile, dinimizin meşru kanunlarımızın uygun gördüğü, ruhsal ve fiziksel olgunluğa sahip kadın ve erkeğin kendi özgür iradeleriyle şahitler huzurunda nikâhla kurulan, rahmet ve merhamet yuvasıdır.
Aile, sağlıklı nesillerin yetiştirilebilmesi için, sahip olduğumuz en değerli hazinedir. Aile, nesillerimizi yanlış yönelişlerden ve kötülüklerden koruyan, çocuklarla zenginleştirilip güçlendirilmesi gereken en sağlam sığınaktır. Aile kurumunu ortadan kaldırmak ve toplumu ifsat etmek isteyen her türlü sapkınlığa karşı, dikkatli olalım. Eşimize çocuklarımıza yeterli vakit ayırarak, ailemizi merhamet ve muhabbet yuvası haline getirerek ilgi ve sevgimizi eksik etmeyelim. Çocuklarımızı milli ve manevi değerlerimize bağlı, yaratılış gayelerine uygun şekilde yetiştirelim. Aile fertlerimizin İslam’ın emrettiği şekilde edebe uygun kıyafet giymelerine, mahremiyet bilinciyle yaşamalarına, toplum içindeki davranışlarına dikkat edelim. Çocuklarımızın sanal mecradaki arkadaş guruplarını ve takip ettikleri içerikleri, bir şekilde filtre yöntemiyle kısıtlayarak, fiziki olarak edineceği arkadaşlarının nasıl olması gerektiğini makul şekilde izah edelim. Bu arada çocuklarımızı korumaya çalışırken de, kendimizden uzaklaştıracak ve başkalarının kucağına atacak, sert eylem ve söylemlerden de kaçınalım.