Batının şımarık çocuğu olan komşumuzda ekonomik kriz çıktığını duyunca, şaşırdım. Dev ticaret gemileri ve filoları onlarda! Demek ki dünya taşımacılık sektörü de durgun!

Eğlence ve tatile düşkün Yunan halkının devleti; 3oo milyar Euro borca batmış. Kişi başı dış borçları otuz bin Euro! A.B üyesi olmak; sırtını Avrupa’ya dayamak; bir hayır getirmemiş. Bakalım bu fırsatla, bizim zenginler de onlardan bir-iki banka satın alabilecekler mi?

            Son seçimin galibi Papandreu, “Aşırı tasarruf önlemleri alacağını” ilan etti. (Aslında kredi notları  düşürülmesin diy;e öyle söyledi) Alında batı dünyasının onları himaye etmesi için buna bile gerek kalmadı. Türkiye’ye her konuda engeller çıkaran Batı dünyası ve Alman başbakanı Merkel, Yunanistan’a yardım müjdesini hemen verdiler. Kendi ekonomisi de krizde olan, işsizliğin tehlikeli boyutlara ulaştığı Almanya; Yunanistan’a kıyamadı. Kesenin ağzını açtı: Yunanistan hazinesinin sattığı bonolarının hepsini Alman bankaları almış. Yunanistan batarsa, Alman bankaları da sallanacak. Bonkörlük o yüzden!

Yunanistan Gümrük Birliğine; ancak A.B. ye üye olup söz hakkı kazandıktan sonra girdi. Bizim gibi üyelik kazanmadan, enayice açmadı gümrük kapılarını! Çekeceği zararların karşılığı olarak da; Avrupa’dan 200 milyar Euro peşin tazminat aldı.

 

Biz ise, Avrupa birliği üyeliğinin getirdiği avantajlara kavuşmadan açtık gümrük duvarlarımızı Avrupa’ya! Bu kazığı yememizin, bir de bayramını yaptırdılar bize! Birliğe üye olmadan, kapılarımızı onlara ardına kadar açmanın verdiği zararlara karşılık; bize bir milyar Euro (Yunanistan’a verilenin yüzde yarımını) vereceklerdi. Yunanistan, üyelik hakkını kullanarak veto etti! İyi mi? Gümrük birliği zararımıza işledi; ekonomimiz daha da kötüye gitti.

            Biraz düşünmek gerek! Yüz milyarlarca gümrük zararımız karşılığında, yalnızca bir milyar verilmesini bile veto eden Yunanistan; yüz yıllar sonra bile üyeliğimiz gündeme gelse veto etmez mi? Elbette eder. Hatta ona bile gerek kalmadan, Güney Kıbrıs Rum devleti veto edecek üyeliğimizi! Güya anlaşmalara göre, Türkiye’nin üye olmadığı kurumlara; Kıbrıs katılamayacaktı. Buna rağmen Güney Kıbrıs’ın üye yapılması hukuksuzdur. Denktaş bunu dile getirdiği zaman; A.B yetkilisi, “Hukuk bizi ilgilendirmiyor!”demişti. Amaçları; herhangi bir zamanda üyeliğimiz gündeme gelirse, Rumların veto etmesidir. Yunanistan bizden tavizler koparabilmek için, veto etmemiş görünecek. O hain görevi Kıbrıs Rum kesimi üslenecek! Zaten Güney Kıbrıs, Türkiye’ye karşı tetikçilik yapması için A.B' ye alındı!

1700’lerden sonra batı dünyası, bize karşı topyekun saldırıya geçti. Mora, Girit, Rodos, Balkanlar, Kırım ve bütün Sovyet topraklarında Türkler katledildi. Bu eylem tüm batının planlı yaptığı ve yaptırdığı en büyük soykırımdır. Sovyetler Birliğinde çarlık döneminde ve sonrasında Türkler hep kırıma uğradı. İstisnası, yalnızca Lenin dönemidir.

            Önemli bir İngiliz politikacı; “Yunanlılar olmasa, Türkler Londra’yı bile işgal ederdi” vecizesini yumurtlamıştı. Batı dünyasının bize bakışı budur. Her birinin bizi yok etmek için asırlarca önceden hazırlanmış planları var. Wilson prensipleri, Sevr vs... Hepsinin bin yıl ileriyi kapsayan hain emelleri var. Bu projelerin tümü de, bizi yok etmeyi amaçlar!

            *Yurtları ve köyleri Yunanistan sınırları içinde kalmış olan yüz binlerce(Milyon'a yakın) Türk var. Bunlar Girit'te olduğu gibi, kültürel asimilasyona uğratılıp; kökten yok edilmek isteniyor. *Batılıların da desteğiyle Kıbrıs Türk kesimi; dünyadan baskı görüyor ve geri plana düşürülmek isteniyor. Bir gün gelip bunların hesabını vereceklerini düşünseler; kendilerine iyilik etmiş olurlar.