İnsanın doğruyu bilmesi, bulması, uygulaması için yaratılışında sahip olduğu bu duygular, akıl başta olmak üzere, haya ve vicdan insanın yaptıklarının doğru ve yanlışlığını kendi kendine uyarırlar. İnsan aklı selim ve kalbi selim ile bu sese kulak vermelidir. Eğer insan bu seslere kulak verirse o işin hayır mı, şer mi, doğru mu yanlış mı, iyi mi kötü mü olduğunu anlar. Tedirginlikler, yüz ifadeleri, ses değişikleri, mahcubiyet, gizlemek, utanmak gibi durumlar yapılanın kötülüğünün işaretidir. Sevinmek, mutlu olmak, bilinmek, takdir övülmek gibi durumlarda o işin doğru ve güzelliğinin göstergeleridir.

İnsandaki bu duygular güçlendirilmeli, köreltilmemelidir. Ârif Nihat Asya Na'tında "Vicdanlar sakat çıkmadan yarınlara... iyiliklerle güzelliklerle  gel"  diyerek bu duyguların  yaşatılmasının önemine işaret eder .

"Sana biri fetva verse sen bir de vicdanına danış", "iyilik seni mutlu eden, kötülük ise seni mutsuz eden ve insanların bilmesini, duymasını istemediğin" buyuran Peygamberimiz (sav) insanın içindeki bu sese kulak vermesini istemiştir.

Yine Peygamberimiz (sav) bütün peygamberlerin ortak sözünün "utanmadıktan sonra istediğini yap" dediklerini beyan buyurarak öyle bir durumda insanın her kötülüğü yapabileceğine işaret etmişlerdir. 

Sağlıklı bir insan için bu dünyadaki mahkemelerden daha güçlü bir mahkeme vicdanın mahkemesidir. Onun verdiği ceza hapishanelerde kalmaktan daha zordur. Aklı, vicdanı, hayasını doğru kullananlar için vicdan, hayanın vereceği acı azab daha zor ve ağır cezadır. Birçok suçlu vicdan azabına dayanamayıp, suçunu itiraf etmektedir. Biraz olsun vicdan azabından kurtulmak için hapishane hatta intiharla ölümü seçebilmektedirler.

Bazanda hakimler insanların bu vicdan ve hayanın işaretlerini okuyabilmekte ve suçluyu bulmaktadırlar.

Allah'ın insan fıtratına yerleştirdiği bu akıl, haya ve vicdan insanın hak ve hayır yolunda yolculuğunda en önemli rehberleridir. Cehennem ehli," eğer aklımızı kullansaydık bugün burada olmazdık" (Mülk süresi ayet) diyecekler.

İnsanın bir aklı ve vicdanı olduğu gibi toplumunda ortak vicdani vardır. İşte bu çok güçlü bir sestir. İnsanlığın vicdanının sesinin bitmesi, insanlığın ölümüdür. Dünyanın birçok üniversitesinde başlayan İsrail vahşetine karşı bu zulmü durdurun sesi de ufakta olsa toplumun vicdanının sesidir. Bu sese bile tahammül edemeyen ve duymayan vicdansız zalimlere bilmem ne demelidir.

Ama vicdanların sesi en yüksek sesidir. Bu mutlaka karşılığını bulacaktır.

Editör: Pervasız Web