Akşehir İlçe Sağlık Müdürlüğü tarafından, hafta vesilesiyle yapılan bilgilendirmede; lösemi belirtileri olabilecek semptomlara yer evrilirken, erken tanının önemine vurgu yapıldı. Açıklamada, özetle şu ifadelere yer verildi:

“Çocukluk çağında görülen kanserlerin yaklaşık üçte birini oluşturan ve sıklıkla 4 yaş altındaki çocuklarda gözlenen löseminin erken teşhisi için yaygın olarak önerilen kan veya diğer tarama testleri yoktur. Çocukluk çağı lösemisine sıklıkla tanı konur, çünkü çocuğun doktora gitmesini sağlayan belirtiler vardır. Doktorlar, daha sonra neden olarak lösemiye işaret edebilecek kan testlerini yaparlar. Lösemileri erken bulmanın en iyi yolu, bu hastalığın olası belirtilerine dikkat etmektir.

Löseminin belirtileri; kansızlık (anemi), enfeksiyonlara yatkınlık, sık sık hastalanma, ateş, çeşitli kanamalar (burun kanaması, diş eti kanamaları, cilt altı kanaması gibi), ciltte sık sık çürükler, kesik oluştuğunda kanamanın güçlükle durdurulması, iştahsızlık, kilo kaybı, dalak veya karaciğerde büyüme, lenf düğümlerinde şişlikler (ciltte ele gelen yumrular), halsizlik, solukluk, çabuk yorulma, çarpıntı, kemik ve eklemlerde ağrılar, şişlik ve hareket kısıtlığı şeklinde sıralanabilir.

Bu belirtilerin çoğunun, lösemiden başka bir şeyden kaynaklanma olasılığı daha yüksek olmasına karşın yine de doktor tarafından kontrol edilmesi önemlidir. Öncelikle hastanın şikayetlerini ve muayene bulgularını değerlendirirken lösemiden şüphelenmeye dayanan tanı aşamasında; kan testleri ve sonrasında kemik iliği biyopsisi, özel kan testleri ve genetik testler yapılabilir.

Çocukluk çağı lösemilerinin yaşam tarzı ve çevre ile ilgili sebepleri çok azdır, bu nedenle çoğu durumda anne-baba ve çocukların bu kanserleri önlemek için yapabileceği bir şey olmadığını bilmesi önemlidir. Diğer taraftan; çevresel olarak radyasyona ve bazı kimyasallara maruz kalmak lösemi riskini artırmaktadır. Bazı çalışmalar ise çocukluk çağı lösemisi ile hane halkının, hamilelik sırasında veya erken çocukluk döneminde, pestisitlere maruz kalması arasında olası bir bağlantı bulmuştur. Uluslararası Kanser Araştırmaları Ajansı (IARC); radyo frekans alanlarını, “insanlarda şüpheli kanserojen” olarak sınıflandırmıştır. Dolayısıyla çocukların cep telefonu kullanmasına izin verilmemesi önemlidir.

İlaç tedavisi (kemoterapi), ışın tedavisi (radyoterapi), bağışıklama (veya bağışıklık sistemini güçlendirme) tedavisi (immünoterapi) ve kemik iliği nakli, löseminin başlıca tedavi şekilleridir. Özellikle akut lösemilerde, hastalığın tamamen tedavi edilmesi oranı çok yüksektir. Diğer lösemilerde de yüksek sağkalım oranları kaydedilmektedir.”

Lösemili Çocuklar ve LÖSEV

1998 yılında Pediatrik Hematolog, Onkolog Dr. Üstün Ezer tarafından Ankara’da kurulan, “Önce Çocuklar İyileşsin” sloganıyla lösemili ve kanser hastası çocuklara ve artık yetişkinlere de yardımda bulunan Lösemili Çocuklar Sağlık ve Eğitim Vakfı; LÖSANTE Çocuk ve Yetişkin Hastanesi, Lösemili Çocuklar Koleji ve Lösemili Çocuklar Köyü ile hizmet veriyor.

Lösemili Çocuklar Koleji’nde tedavisi devam eden veya biten lösemili çocuklar, tamamen ücretsiz eğitim alırken Lösemili Çocuklar Köyü’nde yaşayan çocuklar da bir yandan tedavilerini oluyor, diğer yandan okullarına devam ediyorlar.

Lösemiden iyileşmiş gençler ile lösemili çocukların annelerinin LÖSEV atölyelerinde ürettikleri birbirinden güzel, el yapımı ürünler de LSV Dükkan mağazalarında ve internet sitesinde, bağışçı ve gönüllülerin beğenilerine sunuluyor.