Bu organlar Hakkı görmek, dinlemek, anlamak, konuşmak için olursa en güzel bir organdır. Eğer bu asıl fonksiyonlarını kaybederlerse o zaman, yaratılış gayesine uzak düşer ve şerre alet olabilirler.

Asli görevini unutmayan insan gerçekten yeryüzündeki eşsiz güzellikleri ve iyilikleri görür, duyar, düşünür. Yeryüzü ve gökyüzündeki, insan kendi varlığındaki muhteşem güzellik, hikmet ve eşsiz nizamı tefekkür eder. "Ey Rabbim Sen bunların hiçbirini boşuna yaratmadın" diyerek Allah'ı tekbir ve tesbih ederler. Düşünmeyenler anlamsızlık ve gayesizlik bataklığında boş işler, kötü alışkanlıklarla bunalım ve boşluğa düşmekle karşı karşıya kalarak ömürlerini ziyan ederler.

Hakkı gören düşünen, dinleyen konuşanlar insanlığa faydalı olmak için hayırda, iyilikte yarışırlar, insanlığa faydalı olmanın mutluluğunu yaşarlar. İnsanlık için yapılmış nice sebiller, han, hamam, kervansaray cami, okul, aşevi gibi vakıf eserlerini görür. Mazlum ve mağdur coğrafyalarda insanlara uzanan yardım ellerini görür. Kendilerini insanlığa, iyiliğe adamış kahramanları, gece gündüz vatan ve millet için sınırlarımız içinde ve ötesinde nöbet tutanları, helal kazanç için alın teri ile toprağı sulayarak çalışanları, hatta canını verip en yüce şehadet makamına erenleri görür, kendisi de o ordunun içinde olmaya çalışır.

Sonradan namaza başlayan bir arkadaş ezanlar okunduğu halde, bir engelli olmadığı halde kulak vermediği için ezanı duymadığını söylemişti. Günde beş defa ezan okunur, bazı insanlar hiç duymaz. Bazan defalarca gelip geçtiğimiz yerdeki bir nesneyi (dikkatsizlikten) hiç görmeyiz. Nice ölümlere şahit olur. Ama öleceğimizi hiç düşünmeyiz.

Bedir savaşında Allah müminlere kafirleri az, kâfirlere müslümanları çok gösterdiğini bununla kafirlerin kalbine korku, müminlerin kalbine sükunet indirdiğini Kur'an-ı Kerim'de anlatır.

"(Hiç de) yer (yüzün) de gezib dolaşmadılar mı ki (bari) bu sebeble düşünecek kalblere, bu suretle işidecek kulaklara mâlik olsunlar). Fakat hakıykat şudur ki (yalınız maaddî) gözler kör olmaz, fakat (asıl) sinelerin içindeki kalbler kör olur." (Hacc suresi 46) Benzeri âyetlerde de organları sağlıklı olduğu halde kör, sağır, dilsiz ... lerden bahsedilir.

Bugün İsrail, bütün hukuksuz vahşet ve zulmüne rağmen, çocuk, kadın, mabet, hastahane , okul demeden her yeri yakıp yıkarken ve dünya buna dur demiyor.

Zalimin en büyük destekçisi ABD başkanını karşılamak için; saçlarını sallayanlar, uçaklarla selamlayıp sevinç gözyaşlarıyla çılgına dönerek tirilyonlarca dolarlık anlaşmalar imzalayarak zalimlerin zulmüne destek olanlar: acaba hakikatları görecek göz, işitecek kulak, hakkı konuşacak dil, düşünen akıl, kalp, vicdan var mı? diye insan sormadan edemiyor.

"...Ne var ki kör olan, başlardaki gözler değil, gerçekte kör olan sinelerdeki gönüllerdir." (Hacc 46) buyuran Allah'ı Teâlâ ne kadar da doğru söylüyor.

Kalp, inançla tatmin olur, fikirler beslenir, küllükler güçlenir,, takva ve zikirler Kemal'e erer, güzel ahlaka mutlu olur.

Kalp gözü, gönlü açık, Hakkı dinleyen, anlayan ve anlatanlardan olmak ne büyük bahtiyarlık ve insan olmanın gereğidir.