Koronavirüs Bilim Kurulu’nun tavsiye kararı ve Sağlık Bakanlığı’nın, mevsimsel etkilerin göz önünde bulundurulmasını isteyen yazısı üzerine İçişleri Bakanlığı tarafından yayımlanan Genelge ile sivil toplum kuruluşları, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve üst kuruluşları, birlikler ve kooperatifler tarafından düzenlenecek olan etkinliklerin 1 Aralık 2020 tarihine kadar ertelenmesi yönünde Hıfzıssıhha Kurullarınca karar alınması istenmişti. İçişleri Bakanlığı Genelgesi doğrultusunda İl Hıfzıssıhha Kurullarınca alınan ve kamuoyu ile paylaşılan kararlarla Baro Genel Kurulları, ertelenmesi istenen etkinlikler kapsamında değerlendirildi.

Baro seçimlerinin yapılamamasının, Türkiye Barolar Birliği (TBB) Genel Kurulu’nun da ileriki bir tarihe ertelenmesi anlamına geldiğine dikkat çeken İstanbul Barosu Başkanlığı, basın ve kamuoyuna yönelik duyurusunda; YSK’nın, Baro Genel Kurullarının yapılamayacağı ancak Siyasi Parti Kongrelerinin yapılabileceği yönünde karar oluşturmasını eleştirirken, Ankara Barosu da benzer bir duyuru yayımlayarak karara tepkisini dile getirdi.

Ankara Barosu’nun duyurusunda, şu iddialara yer verildi:

“Baroların genel kurullarının yalnızca usulleri değil tarihleri de yasayla belirlenmiştir. 1136 sayılı Kanunun 82. Maddesi düzenlemesi açıktır. Yasal hüküm, önce tavsiye genelgesi ile akabinde İl Hıfzıssıhha Kurulu kararıyla çiğnenmiştir. 1593 sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanunu’nda, Hıfzıssıhha kurullarının genel kurul erteleme yetkisi bulunmamaktadır. Kovid-19 Salgınının Ekonomik ve Sosyal Hayata Etkilerinin Azaltılması Hakkında Kanun İle Bazı kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 2. Maddesinde de kamu kurumları genel kurulları sayılmamıştır. Ayrıca ve açıkça öngörülmedikçe, yorum yapmak suretiyle genel kurula istisna getirilemez.”

Açıklamada, kararın yürütmesinin durdurulması ve iptali talebiyle Ankara barosunca dava açıldığı bilgisine yer verilirken, çeşitli illerde de baroların, il hıfzıssıhha kurullarınca alınan kararlar için benzer davalar açtıkları öğrenildi.

Konuyla ilgili görüşlerini paylaşan bazı avukatlar; “Siyasi parti kongreleri yapılabiliyorsa, her türlü tedbir alınmak koşuluyla baro genel kurulları da yapılabilir. Aksi halde, genel kurullara katılacak avukatların sağlığı ne kadar önemliyse siyasi partilerin kongrelerine katılacak olanların sağlığı da o derece önemlidir” diyerek kararı çelişkili bulduklarını ifade ettiler.