Uluslararası Komite’nin 1-8 Aralık 2013 tarihlerinde yapılan 8. Oturumu’nda Türkiye ile ilgili de önemli kararlar alındı.


Nasreddin Hoca ve Turizm Derneği Genel Yönetim Kurulu Başkanı Ebru Tepeoğlu bir basın toplantısı düzenleyerek şunları söyledi:


“ Derneğimiz, UNESCO Hükümetler arası Komitesinin 1-8 Aralık 2013 tarihlerinde Azerbaycan’ın Başkenti Bakü’de yapılan 8. Oturumuna katıldı. Genel Yönetim Kurulu kararıyla Danışma Kurulumuz Genel Sekreteri S. Taner Serin derneğimizi temsil etti.


            Hatırlanacağı gibi; Nasreddin Hoca ve Turizm Derneği ile UNESCO’nun yakın ilişkileri, 1996 yılının UNESCO tarafından “Nasreddin Hoca Yılı” olarak ilân ettiği dönemde başladı ve aralıklarla devam etti.


Derneğimiz, Nasreddin Hoca geleneğinin “Somut Olmayan Kültürel Miras”(SOKÜM) olarak kabul edilmesi, ayrıca bu geleneğin sürdürüldüğü tarihî mekân olarak Akşehir’in  korunmaya alınması ve son olarak derneğimizin danışman STK (Organisation None Gouvernementale) olarak akredite edilmesi için Haziran 2009’da UNESCO Genel Merkezi’ne, başvurdu. İstenen belgeleri ve dokümanları düzenleyerek gönderdi.


UNESCO Hükümetler arası Komitesinin 28 Eylül - 2 Ekim 2009 tarihleri arasında Abu Dhabi'de yapılan 4. Oturumu gündemindeki 9 Nolu kararla,  Nasreddin Hoca ve Turizm Derneği,nin UNESCO nezdinde danışman kuruluş olarak akredite edilmesi (tanınması) kabul edildi. Bu karar, Haziran 2010 tarihinde  Paris’te yapılan Genel Kurul’da onaylanarak yürürlüğe girdi.


Son olarak; Bakü’de yapılan toplantıya ve yapılan yoğun çalışmalara T.C. Resmi Delegasyonu ve UNESCO Türkiye Milli Komisyonu ile birlikte Derneğimiz temsilcisi de katıldı. Bize ulaştırdığı raporunda;


·         Azerbaycan’da; başta Kültür ve Turizm Bakanı Albufas Garayev olmak üzere tüm devlet görevlilerinin çalışmaların sağlıklı ve verimli geçmesi için çok yardımcı olduklarını,


·         Kültür Bakanlığı nezdinde çalışan Gönüllü Gençler’in, aynı Akşehir’imizin gençleri gibi gelen yabancılarla yakından ilgilenerek, Azeri-Türk konukseverliğini gösterdiklerini,


·         Basın-yayın kuruluşlarının sürekli canlı yayın yaparak toplantıları takip ettiklerini,


·         Bir haftalık çalışmalar sırasında Gerek Türkiye Bakü Büyükelçiliğinin, gerek T.C. Kültür Bakanlığı yetkililerinin ve gerekse UNESCO Türkiye Milli Komisyonu’nun çok faal olarak çalıştığını ve bu vesileyle “Türk Kahvesi”nin Dünyanın Kültürel Mirası listesine alındığını,


 


·         Gelecek dönemde; T.C. Kültür Bakanlığı, UNESCO Türkiye Milli Komisyonu, Üniversiteler ve Derneğimiz ile birlikte Nasreddin Hoca’nın, Dünyanın Somut Olmayan Kültürel Mirası(SOKÜM) listesine girmesi için ciddi adımların atıldığını,


·         Resmi toplantıdan bir gün önce başlayan STK forumu sırasında ve sonrasında pek çok ülkenin kültür-sanat elçileriyle son derece verimli ve önemli görüşmeler yapıldığını,


·         STK FORUM bünyesinde kurulan yayın organının redaksiyon komitesine, içinde Derneğimiz Temsilcisinin de bulunduğu 12 kişinin seçilerek göreve başladığını, ortak bir deklarasyon  hazırlanarak Genel Oturum’a sunulduğunu;


·         Genel Oturum’da, Hükümetlerin çalışmalarının yanı sıra STK insiyatiflerine de önem verilmesi yönünde kararlar alındığını,


·         UNESCO Enternasyonal Somut Olmayan Kültürel Miras Genel Kurulu’nun Haziran 2014’de Paris’te, Hükümetler arası Komite’nin gelecek 9. Oturumunun ise Kasım 2014’de yine Paris’te toplanmasına karar verildiğini,


ayrıntılı olarak bildirdi.


Nasreddin Hoca ve Turizm Derneği olarak yaptığımız bu çalışmalar ve aldığımız sonuçlar, bizi gelecekle ilgili olarak daha çok çaba harcamaya teşvik ediyor. Başta Nasreddin Hoca ve Gül Düşün geleneği olmak üzere kültürel mirasımızın korunması ve yaşatılması doğrultusunda yapacağımız faaliyetlerde, gerek ülkemiz resmî kurumlarının ve gerekse UNESCO’nun uluslararası destek ve katkılarının da yanımızda olacağına inanıyoruz.


Derneğimiz üye ve yöneticileri, Gönüllü Gençlerimiz, Danışma Kurulu ve diğer dostlarımızla birlikte hazırlayacağımız projelerin, etkinliklerin; Akşehir ölçeğinde veya daha geniş kapsamlı bilimsel ve sanatsal ürünler ortaya çıkarabileceği umudunu koruyoruz.


Bu vesileyle belirtmek isteriz ki: 50 yılı aşkın tarihimiz boyunca olduğu gibi; Değerli Hemşerilerimizin öneri, eleştiri ve katkılarına her zamankinden daha çok ihtiyaç duyduğumuzu ve ancak bu yoldan güzel Akşehirimizin kültürel-geleneksel haklarını daha kararlı bir şekilde savunabileceğimizi biliyoruz.