Sivrihisar Belediyesi’nin katkıları ile hazırlanan ‘Sivrihisarlı Sinan Paşa ve Nesir Edebiyatı’ isimli kitabın tanıtım toplantısında konuşan Anadolu Üniversitesi öğretim üyelerinden Prof.Dr.Mehmet Mahur Tulum, 38 akademisyen tarafından bir süredir Sivrihisar’da yapılan çalışmaların ışığında; Nasreddin Hoca’nın oğlu Şeyh Ömer’e ait olduğu sanılan taş sandukanın aslında Hoca’ya ait olduğunu , 1208 yılında Sivrihisar Hortu’da doğduğu tüm kesimler tarafından kabul gören Nasreddin Hoca’nın Sivrihisar’a dönerek orada hayatını kaybettiğini tespit ettiklerini söyledi.


Nasreddin Hoca ve ailesiyle ilgili yapılan filolojik çalışmalar sonucunda; Hoca’nın kızı Fatma Hatun’a ait mezar taşının , kabirde yapılan tadilat sonrasında yerinden alınarak önce Konya Müzesi’ne, ardından da bir şekilde  Akşehir’e götürüldüğünün de tescil fişiyle ispatlandığını belirten Tulum, ‘’Sivrihisar Belediye Başkanı  Hamid Yüzügüllü’nün girişimleri ile en yakın zamanda taşı ait olduğu  yere aktaracağız’’ dedi.


Hazırcevap ve mizah anlayışına haiz bir bilge olarak tanınan Nasreddin Hoca'nın doğduğu ve öldüğü yer üzerine yapılan her türlü bilimsel çalışmanın değeri  yadsınamaz. Zaten Akşehir için önemli olan da, O’nun bu bilgeliğini yaşadığı ve etrafına yaşattığı yer olarak kalmaya devam edecek olmasıdır. Nasreddin Hoca’nın torunları olmak için onunla aynı yerde doğmuş ya da  ölmüş olmak gerekmez ; aksine, yaşamı boyunca savunduğu ‘düşünceye kilit vurulamaz’ gerçeğini, yine O’ndan öğrendiğimiz mizah anlayışıyla gelecek nesillere taşıyabilmek yeterlidir. Aynı zamanda da gereklidir.


Torunların bu gereği yerine getirmesini bekliyoruz da sormadan da edemiyoruz;


Sivrihisar Atakta da; Bizim Vekil, Belediye Başkanı ve Dernek bu işin neresinde?


Hatırlatmakta fayda var ama seçimler çok ta uzakta değil...