"Göller Bölgesi'nin Başkenti" unvanını taşıyan bu ilçe, yalnızca sakin göl manzaralarıyla değil; kuş gözlemciliğinden dağcılığa, su sporlarından yayla turizmine kadar geniş bir doğa aktiviteleri yelpazesiyle ziyaretçilerini bekliyor. Tarihi 13. yüzyıla, Anadolu Selçuklu Devleti dönemine uzanan Eğirdir, 1301'de kurulan Hamitoğulları Beyliği'nin ikinci merkezi olmuş ve 1390 yılında Osmanlı hakimiyetine girmiştir.

Görün: Eğirdir Gölü ve İki İncisi

İlçenin kalbi, Türkiye'nin dördüncü büyük doğa harikası olan Eğirdir Gölü'dür. Günün farklı saatlerinde değişen renkleri ve gün batımındaki büyüleyici manzarası ile ünlü olan göl, berrak suları ve elma-shiftali bahçeleriyle çevrili plajlarıyla öne çıkar. Gölde yüzmek için en elverişli noktalar, ince kumuyla Altınkum Plajı ve Bedre Koyu'dur.

Gölün içinde, adeta iki yeşil mücevher gibi duran Can Ada ve Yeşilada bulunur. Can Ada, karaya bir yolla bağlıyken, Yeşilada'ya ulaşım küçük teknelerle sağlanır. Yeşilada üzerinde, 19. yüzyıl mimari özelliklerini taşıyan Aya Stefanos Kilisesi ziyaret edilebilir.

Keşfedin: Tarihin ve Kültürün İzinde

Eğirdir'in tarihi dokusu, göle uzanan yarımada üzerinde yükselen Eğirdir Kalesi ile şekillenir. Bizans döneminden kalma surlar, iç ve dış kaleyi barındırır. Kalenin eteklerinde, yapılış tarihi kesin olarak bilinmeyen ilçenin en büyük camisi Hızırbey Camii yer alır. Caminin hemen yanıbaşında, 1301 yılında Hamitoğlu Dündar Bey tarafından yaptırılan Dündar Bey Medresesi bulunur. İki katlı olarak inşa edilen medresenin üst katı günümüze ulaşamamıştır.

İlçe merkezinin 3 km güneyinde, göl kıyısında konumlanan Keyhüsrev Kervansarayı (Eğirdir Hanı) ise Selçuklu döneminin en büyük kervansaraylarından biridir ve 1237 yılında II. Gıyaseddin Keyhüsrev zamanında inşa edilmiştir.

Hissedin: Yakın Çevrenin Doğal Hazineleri

Eğirdir'in sınırları, birbirinden değerli doğal alanları da içerir. İlçenin 29 km güneyindeki Kovada Gölü Milli Parkı, 6534 hektarlık alanı, benzersiz flora-faunası, kamp ve yürüyüş olanakları ile tam bir doğa cennetidir.

Dağ manzarası arayanlar için, ilçe merkezine 7 km uzaklıktaki Akpınar Köyü ideal bir seyir terasıdır. Buradan Eğirdir Gölü'nü, adaları ve Barla Dağı'nı seyrederken yöreye özgü bir gözlemenin tadını çıkarabilirsiniz. İnanç turizmi açısından önemli bir nokta olan Barla Kasabası da ziyaret edilebilir; kasabadaki Çamdağı'ndan gölün muhteşem manzarası izlenebilir.

Tadın: Eğirdir Sofrasının Vazgeçilmezleri

Eğirdir mutfağı, gölün ve verimli toprakların sunduğu nimetlerle şekillenir. Gölün berrak sularından çıkan tatlı su kerevit ve çeşitli balıklar, buradaki balık restoranlarının baş tacıdır. İlçe, Türkiye'nin en kaliteli Starking ve Golden elmalarının yetiştiği bahçeleriyle de ünlüdür. Eylül-Ekim aylarında göl kenarındaki yolda ilerlerken mis gibi elma kokusu eşliğinizde olacaktır.

Ayrıca, her yıl Temmuz ayında başlayıp 14 hafta süren geleneksel Tarihi Pınar Pazarı, yöresel ürünleri keşfetmek için harika bir fırsattır.

Son Söz: Bir Eğirdir Sükuneti

Eğirdir, doğanın tüm cömertliği ile tarihin derin izlerini aynı potada eritmeyi başaran, sakin ama zengin bir şehirdir. Göl kenarında huzurla yürümek, tarihi kalıntılar arasında kaybolmak veya yakın çevredeki doğa harikalarını keşfetmek... Burada her an, bir keşif ve dinginlik vaat eder.

Öyleyse gelin, bu suyun, dağın ve tarihin kucaklaştığı benzersiz coğrafyayı deneyimleyin. Görün, Göller Bölgesi'nin bu incisinin sizi nasıl büyülediğini. Gezin, Eğirdir'in sunduğu sayısız güzellik arasında kendi rotanızı çizin.