Ahmet Hamdi Tanpınar Edebiyat Ödülü’nü “Kambur” adlı öyküsüyle kazanan Esra Kahya, yerel ve ulusal birçok yarışmada ödüllere layık görülmüş bir yazar. Basılı ve dijital edebiyat mecralarında yayımlanan öyküleriyle tanınan Kahya, kelimelere hayat veren diliyle geniş bir okur kitlesine ulaşıyor.
Etkinlik sonrası değerlendirmede bulunan Eğitim-İş Akşehir Temsilcisi İbrahim Sarıtaş, yazar Kahya'nın samimiyetine ve katkısına teşekkür ederek şu ifadeleri kullandı:
“Kelimelerinin ipleri çocukluğuna inen, öykülerine hayatından izler katan, Anadolu’nun sosyal dokusunu başarıyla öykülerine işleyen, bizden biri olan Esra Kahya’yı ağırlamak büyük bir mutluluktu. Samimiyeti, edebi derinliği ve Akşehir davetimizi kabul etme inceliği için kendisine çok teşekkür ederiz. İyi ki varsın Esra öğretmenim, iyi ki yollarımız kesişmiş.”
Toplantının moderatörlüğünü Münire Sarıtaş üstlendi. Katılımcılar, yazarın yazarlık serüvenine, öykülerdeki karakter seçimine, yazma sürecine ve disiplinine dair sorular yöneltti. Esra Kahya, bu soruları içtenlikle yanıtlayarak yazma tutkusunun kaynağını, edebiyata yaklaşımını ve yeni eserlerine dair ilk detayları atölye üyeleriyle paylaştı.
“Benim Rüyalarım Hep Çıkar” eserinden dikkat çeken alıntılar:
“Sanmak ne fena bir hal imiş. Hele sevecek sanmak.”, “Güneş bıktı, gidesi geldi. O giderken annem yemek oldu, pişti.”, “Sevinmenin yaşı olsaydı ben hep on birde kalırdım.”, “Bir şeyin kendisi yokken acısı nasıl bu kadar keskin bir şekilde var olabilirdi?”, “Konuşmanın yersiz olduğu anlarda susmayı öğreneli çok oldu.” ve “Her hikaye biraz eksik başlar. Herkes yarımdır biraz. Boşa konsa olmaz, doluya konsa sığmaz.” (S.99)
Esra Kahya’nın içten anlatımı ve katılımcıların yoğun ilgisiyle geçen atölye buluşması, edebiyatseverler için ilham verici bir deneyim oldu.