“Yurtlar Öğrencilerin Evidir” başlığıyla yapılan ve şubeler aracılığıyla kamuoyu ile paylaşılan açıklama, özetle şöyle:

“Deprem felaketinin ardından halen bölgeden gelecek iyi haberleri beklerken, depremzede yurttaşlarımız ve öğrencilerimiz için yüreğimiz yanarken, ülkemizdeki tüm öğrencilerimizin mağdur edilmesi kabul edilemez!

Türkiye tek yürek olmuşken, ülkemizin depremden etkilenmeyen bölgelerindeki daha yüksek kapasiteli ve kullanışlı oteller, misafirhaneler, öğretmenevleri ya da kurum evleri dururken, birçok yurttaşımız sahip oldukları ya da oturdukları evlerin kapılarını depremzedelerimize açmışken öğrencilerin kaldığı yurtları boşaltmak ilk seçenek olamaz!

Dayanışma ve yardımlaşma içerisinde hep birlikte hareket etmemiz gereken bu günlerde verilen bu karar, ilk gözden çıkarılacak alanın eğitim olarak belirlendiğini göstermektedir. KYK yurtlarında kalan öğrencilerin içinde bulunduğu koşullar da göz ardı edilmektedir.

Şuna yürekten inanıyoruz ki; bu ülkedeki her bir gencimiz her türlü zorlu koşula ve imkansızlıklara rağmen bugün depremzede yurttaşlarımıza yardım etmek ve onlara destek olmak için çalışmakta, var yok demeden onların yanlarında olmaktadır. Eğitim hepimizi yine bir araya getirecek, birlikte olmamızı ve umudun yeşermesini sağlayacaktır. Laik ve bilimsel eğitimin sağlayacağı toplumsal gelişme ile afetlerin yıkıcı etkileri azaltılabilecektir. Eğitimin sürdürülmesi, olağanüstü durumlarda yardıma ihtiyaç duyan bölgelerin rehabilitasyon sürecinde de büyük önem taşımaktadır.

KYK yurtları, hem şu anda yurtlarda kalan öğrenciler hem de depremzede öğrenciler için açılmalı ve çok büyük travmalar yaşayan bu öğrenciler için yurt şartları iyileştirilmelidir. Aynı zamanda depremzede öğrencilerimizin eğitimden kopmaması ve yüz yüze eğitimin sürdürülmesi adına başta barınma olmak üzere tüm sağlık, beslenme, ulaşım vb. ihtiyaçları karşılanmalıdır.

ÇYDD olarak öğrencilerimize yaratılan mağduriyeti asla kabul etmiyoruz, eğitimin ilk kısıtlama alanı olarak görülmesini toplumsal geleceğimiz için çok tehlikeli görüyoruz. Yaralarımızı Sarmaya Çalışırken Yeni Yaralar Açılmamalıdır!”