Cumhuriyetimizin tapu senedi olarak adlandırılan Lozan Antlaşması’nın yıldönümüne ilişkin yazılı açıklamada, özetle şu ifadelere yer verildi:
“Bugün, emperyalizme karşı verdiğimiz kurtuluş savaşımızın zafer belgesi, Cumhuriyetimizin tapu senedi Lozan Antlaşması’nın100. Yıldönümünü kutluyoruz. Bugün tarihi bir gün. 780 bin kilometre karelik ülke topraklarımızın Türkiye Cumhuriyeti’ne ait olduğunu egemen devletlere kabul ettirdiğimiz bir gün.
Lozan Barış Antlaşmasıyla; emperyalist güçlerin aralarında pay etmeye yeltendiği vatanımızın sınırları zaferimizle çizildi. Kapitülasyonlar kaldırıldı. Ekonomimiz millileştirildi. İç/dış borçlarımızı ve kaynaklarımız denetleyen Düyun-u Umumiye belasından kurtulduk. İktisadi bağımsızlaşmanın önü açıldı. Yunanistan’da kalan Türk azınlığın hakları güvence altına alındı. Kıyılarımıza yakın adaların gayri askeri statüsü teyit edildi.
Lozan; topraklarımızı karış karış bölen, yoksul halkımızın tüm varlığını yabancı güçlerin insafına terk eden, saltanatın tacını ve tahtını korumak adına halkı kendi yurdunda esire dönüştüren Sevr Anlaşması’nı tarihin çöplüğüne atan diplomatik zaferin adıdır.
Cumhuriyetimizin ve partimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün de dediği gibi; ‘’Lozan Barış Antlaşması, Türk ulusuna yüzyıllardan beri hazırlanmış ve Sevr anlaşması ile tamamlandığı sanılmış büyük bir suikastın yıkılışını anlatan bir belgedir. Osmanlı tarihinde benzeri bulunmayan bir siyasal utkunun eseridir.”
Lozan; saltanat sevdalılarına, emperyalizme, mandaya karşı mücadelemizi zaferle taçlandırdığımızın belgesidir. Lozan, dünya üzerinde saygın bir ülke olarak yer almamızın teminatıdır. Lozan’ı hafife alan, sübjektif ve maksatlı söylemlerin nesnesi haline getiren, hatta kinle yaklaşanlar; İnönü’ye, onun üzerinden Atatürk’e, Cumhuriyetin kurucu kadrolarına ve değerlerine düşmanlık etmektedir. Özgürlüğümüzün ve bağımsızlığımızın tapu senedi olan Lozan’a giden süreci inşa eden ve anlaşmayı hayata geçiren başta önderimiz Mustafa Kemal Atatürk ve ikinci Cumhurbaşkanımız ve genel başkanımız İsmet İnönü ile milli mücadele kahramanlarımızı saygı ve minnetle anıyoruz.
Kurucu değerlerimiz ve kurucu kadrolarımızın hedef ve idealleri, geçmiş 100 yılda olduğu gibi önümüzdeki yüzyıllarda da vazgeçilmez yol göstericimiz olmaya devam edecektir. Biz, CHP olarak; kanun teklifimizi Meclis Başkanlığı’na sunduk. Lozan Antlaşması’nın imzalandığı 24 Temmuz resmi bayram olarak kutlanmalıdır.
Bugün aynı zamanda basında sansürün kaldırılışının 115. yıldönümü. 24 Temmuz’un basın için bayram olmaktan çoktan çıktığı günleri yaşıyoruz. Gazetecilerin, basın emekçilerinin dövüldüğü, tehdit edildiği, erişim engellerinin, fikir suçlarının ve soruşturmaların olağanlaştığı bir dönemden geçiyoruz. Dünya basın özgürlüğü endeksinde 180 ülke arasında 2002 yılında 100. sıradayken bugün 165. sıraya kadar gerileyen ülkemizde, basının durumu demokrasimizin de içler acısı durumunu gözler önüne sermektedir. Biz CHP olarak; kalemini satmayan, gazeteciliğin meslek ilkelerine ve etiğine sahip çıkan saygın ve özgür gazetecilerin yanında olacağız.”