İklimsel bölgelerden her birinin tümüne hükmedecek belediyeler kurmak ve mevcut belediyeleri ortadan kaldırmak; çok yanlış bir icat oldu. Bunun yüzlerce tehlikeli sakıncası var:

 1-O krallığa benzeyecek büyük belediyeler, çok uzaklarında kalan ve kendilerine küçük ve gereksiz varlıklar gibi, minnacık görünen köy ve kasabalara zaman ayırabilecekler mi? Koltuklarına kuruldukları zengin ve muhteşem il merkezlerini bırakıp o uzaklardaki yerlerin ihtiyaçlarına ve dertlerine eğilebilecekler mi?   Hayır eğilmezler; çünkü büyük ilin merkezinden, uzak köyler; önemsiz ve gereksiz dert odakları gibi görünür.

 2-Tüm yetkiler, zenginlikler  ve  güçler muhteşem il merkezinde iken; uzak beldelerin şimdiki belediye başkanları kadar; önem verecekler mi o uzak yerlere? Hayır oralara önem veremezler; oralara yapılacak ziyaretler bile gereksiz görünür. Merkezin bir mahallesine ve pazar yerine gitseler; 15-20 köye gitmiş olmaktan daha fazla seçmenle yüz yüze gelip; aynı zaman dilimi içerisinde onlarca kat daha seçmeni memnun edebilirler.

 3-Küçük yerleşimlerin ve köylerin kendi belediye başkanlarını seçme hakkı ellerinden alınmasaydı; yetki verdikleri  ve huyunu suyunu çocukluktan beri  bildikleri görevliden, daha iyi hizmet alabileceklerdi. Dertlerini ona her dakika anlatabileceklerdi.

 4-O büyük bölge belediye başkanları, krala benzeyen geniş vatan parçasına hükmedip yetki kullanmaya başlayınca; bize karşı kötü amaçlar besleyen ve bölerek güçsüzleştirmeyi düşünen dış odakların aşırı ilgisi ve hediyeli iltifatlarıyla karşılaşacaklardır. Dışarıyla kurulacak bu ilişkiler, devletimizi ve ülke bütünlüğümüzü tehlikeye düşürecek kışkırtmalara dönüşür.

Kanuni Sultan Süleyman  canından çok sevdiği öz oğlunu, böyle bir ortamda boğdurarak öldürtmek zorunda kaldı? A-Veliahtlarını, en önemli vilayetlere vali olarak atamıştı. İyi yetişmeleri için böyle bir staj gerekliydi. B-Veliahdın vali olduğu o büyük illerin ileri gelenleri de, kendilerini ayrıcalıklı görüp; ayrı bir devlet olmayı düşünebildiler. C-Asıl  kötü teşvik, o illere yakın komşu devletlerden geldi. Koca Osmanlı devletiyle başa çıkamadıkları için; o illerdeki veliahtları ayrı devletmiş gibi tutup buna özendirmeye çalıştılar. D-Zaten anaları ayrı olduğu için birbirine soğuk bakan veliahtlar, ayrı devletlermiş gibi itişmeye başladılar. Devletin bütünlüğünü sağlamak zorunda kalan koca padişah, oğlunu boğdurmak ve imdat çığlıklarına aldırmamaktan başka çare bulamadı.

Osmanlı devleti, valileri ve kadıları merkezden tayin edip; en çok üç veya beş yıl içinde yerlerini değiştiriyordu. Böylece devlete kafa tutacak bölgesel güçlerin oluşmasına olanak vermiyordu. Vaktaki; Mekke Şerifi ve Mısır Hidivvi gibi makamlar icat edip; o makamlardakileri üç veya 5 yılda değiştirmedi; üstelik bu yetkilerin babadan oğla geçmesine göz yumdu. O zaman parçalanma ve güçten düşme başladı. İkisi de dış güçlere alet olup devlete ihanet ettiler.

 Yakın ve uzak sömürgecilerin; Sevr'i bize dayatmak için çırpınan dost yüzlü düşmanların ve Kurtuluş Savaşının intikamını almak hırsıyla yanıp tutuşanların; bu büyük belediye başkanlarını önce eyaletleşmeye ve giderek ayrı devlet olmaya teşvik etmeyecekleri; bu uğurda akla hayale gelmeyecek kadar para, silah ve diğer yardımları yağdırmayacaklarını düşünebiliyor musunuz?" Böyle şey olmaz!" deyip tehlikeyi görmezden gelebilecek olanların aklından şüphelenmesem; iyi niyetinden şüphelenirim.   Ne yazık ki; bu yasa geçti ve Makamca tasdik edildi... Bir umut, Anayasa Mahkemesince iptal edilmesidir. İnşa Allah burada sayılan sakıncaların doğmaması için değişik önlemler de alınır; başka umut verici yasalar çıkarılır... Amin!   En doğru yol; temel yetkilerin mülki idare amirlerinde olmasıdır. Onlar da en çok beş yılda bir yer değiştirmeli.

}