İnsan vücudunun yaklaşık %60’ı sudan oluşur. Beynimiz, kalbimiz, kaslarımız, böbreklerimiz… Hepsi düzenli çalışmak için yeterli sıvıya ihtiyaç duyar. Su sadece susuzluğu gidermek değil, vücut ısısını dengelemek, toksinleri atmak, sindirimi düzenlemek, hatta düşünme yetimizi sağlıklı tutmak için bile gereklidir. Yani içtiğimiz her yudum su, hayatın devamı için atılan sessiz ama etkili bir adımdır.
Ancak özellikle yaz aylarında bu hayati ihtiyaç kolayca göz ardı ediliyor. Günlük koşturmaca içinde “şimdi içerim”, “zaten çok susamadım” gibi düşüncelerle su içmeyi erteliyoruz. Oysa susadığımız anda, vücut aslında çoktan alarm vermeye başlamıştır. Susamadan su içmek, sağlıklı bir yaşamın temel kuralıdır.
📌 Kimler Daha Fazla Risk Altında?
Bu dönemde en çok risk altında olanlar:
• Çocuklar: Oyun oynarken sıvı kayıplarını fark etmezler, su içmek akıllarına bile gelmeyebilir.
• Yaşlılar: Vücutlarının susuzluk hissi azalmıştır, su içmeyi unutabilirler.
• Kronik hastalığı olanlar: Diyabet, tansiyon, böbrek hastalıkları sıvı dengesini daha da hassas hale getirir.
• Tarım işçileri, inşaatçılar, çobanlar gibi açık alanda çalışanlar: Güneşin altında fiziksel efor sarf ederken daha fazla terleme ve sıvı kaybı yaşanır.
Özellikle bölgemizde bu grupların tümü aktif olarak çalışmakta ve genelde “bir şey olmaz” düşüncesiyle su molası bile verilmeden saatlerce güneş altında kalınmaktadır. Oysa sıcaklık 35-40 dereceyi aştığında, sadece 2 saatlik bir dış ortam maruziyeti bile ciddi sıvı kayıplarına yol açabilir.
📊 Rakamlar Ne Diyor?
Türkiye genelinde yapılan araştırmalara göre, yaz aylarında hastaneye başvuran yaşlı hastaların %40’ında sıvı kaybına bağlı semptomlar saptanıyor.
Konya bölgesinde ise Temmuz ve Ağustos aylarında sıcaklıkların 40 dereceyi geçtiği günlerde, sıvı kaybına bağlı bayılma, tansiyon düşüklüğü ve halsizlik gibi nedenlerle acil servislere yapılan başvuruların arttığı gözlemleniyor.
2024 yılında 112 Acil Çağrı Merkezlerine yapılan 103 milyon çağrıdan yaklaşık 34 milyonu doğrudan müdahale gerektiren vakalar oldu. Sıcak havaların etkili olduğu yaz aylarında, bu çağrıların önemli kısmı sıcak çarpması ve bayılma vakalarıydı.
✅ Ne Yapmalı?
• Günde en az 2-2,5 litre su tüketin.
• Yanınızda her zaman bir su şişesi bulundurun.
• Çay ve kahve yerine ayran, maden suyu gibi destekleyici içecekleri tercih edin.
• Güneşin en yakıcı olduğu 11:00–16:00 saatleri arasında dışarıda bulunmamaya çalışın.
• Açık alanda çalışanlar için su molaları mutlaka planlanmalı.
• Yaşlıların ve çocukların su tüketimi düzenli takip edilmeli.
💧 Son Söz
Su, sadece bir içecek değil, vücudumuzun sessiz yardımcısıdır. Yaz mevsiminde bir şişe su, belki de bir ömrün garantisi olabilir. Kendi sağlığınızı ihmal etmeyin, çevrenizdekileri de uyarın.
Bir damla su, bir hayat demektir. Susamadan iç, hayatı yaşa.