Türkiye genelinde durum çok daha vahim: sadece yaz dönemlerinde 200’ün üzerinde can kaybı yaşanıyor; tüm su kaynaklarında yıllık ortalama 900, sadece denizlerdeyse yaklaşık 640 kişi boğularak hayatını kaybediyor. Son beş yıldaki toplam boğulma sayısı 3.150’yi geçerken, 2023’te bu sayı tek başına 570’lerde gerçekleşti. Bu acı istatistikler, gençlerin ve hatta yüzme bilen bireylerin bile serinleme derdine düşüp doğal kaynaklarda hayatın farkına varmadan boğulabildiğini gösteriyor.
Neden mi risk artıyor? Çünkü suyun altında çamur, yosun, gizli çukur, hızlı akıntı ya da ani gelen kramplar var. “Ben yüzme biliyorum” demek yeterli değil; can yeleği, cankurtaran, denetimli alanlar olmadan bir adım bile atılmamalı.
Alınması Gereken Önlemler
1. Denetimsiz su kaynaklarından uzak duralım.
2. Can yeleği ve cankurtaran gözetimindeki alanları tercih edelim.
3. Çocukları sıkı takip edelim, alarmda kalalım.
4. “Ben iyi yüzerim” demek yetmiyor; tabana inen akıntı ünlü çeken akıntılar yüzünden tehlike büyüyor.
5. Belediyenin havuzları, denetimli plajları gibi güvenli ortamları tercih edelim.
Sonuç
Yazın sıcaklığı canımızı kıpır kıpır ettirebilir; ama o serinlik anı, bir dakikalık bir yanlış kararla bir ömürlük acıya dönüşür. “Bir Dakika Serinlik, Bir Ömürlük Acı!” bu yaz sloganımız olsun. Sevgili gençler ve aileler: Denetimsiz suya girmeyelim, can yeleğini unutmayalım, güvenli alanlarda serinleyelim. Çünkü yazın keyfi, hayatın kendisinden daha değerli değildir.