Unutmak istediğimiz şeyler olur bazen. Kaçmak istediğimiz yaşanmışlıklar. Kaçtıkça geçmişin gölgeleri, hayaletleri ruhumuzda gezinir. İçimizde bir yerlerde, arka planda çalan düzensiz bir orkestra gibi konuşup dururlar. İçimizde yer içer, güler oynar, susar çığlık atarlar.

Belki de bu yüzden, tertemiz bir sayfa açmak mümkün değildir. Yeni tanıştığımız insanlara bile cebimizde taşıdığımız yargılarla geliriz. Yüzler, insanlar yenidir ama bizim onları gören aynalarımız hiçbir zaman yeni olamaz. Bütün ilişkilerimizde; iki kişinin savaşı değil, iki geçmişin savaşı vardır. Bütün güzel niyetlerle sevdiğimiz kişilerde, anılarımız sever birbirini.

Hiç Alzheimer olan bir tanıdığınız oldu mu? Yaşayan bir beden, birbirine karışmış anılar, unutulmuş acılar, unutulmuş sevinçler… Çok yaşlı bir kadında bunu görmüştüm. En eskileri hatırlıyor, ama akşam ne yediğini, çocuklarını bile hatırlamıyordu. Anlatırken birden durdu, dedi ki; “Ben o günleri nereye koydum bilmiyorum.”

Nasıl ağır insanın içine oturan bir sözdü öyle. Günlerini nereye koyduğunu bilmemek. Cebimdeki günleri, geçmişimi kaybetmekten korktum. Hatta unutmak istediğim tüm can sıkıcı şeylerin bile beni ben yapan bütün olduğunu düşündüm.

Hani “anı yaşa” diyorlar ya. Günümüzün en moda sözlerinden biri haline geldi. Geçmişle savaşını bitirmeden, gelecek kaygısını yenmeden o anı yaşayamıyor insan. Olmuş olan ile olacak olan arasında sıkışıp kalıyor. Olacak olana güneş doğmadı henüz. Sabah ola hayrola.

Ama biz olmuş olanla meselemizi halledelim önce. Evet, geçmişe takılıp kalmak başka şey, geçmişle barışmak başka şey. Geçmişini unutmak bambaşka şey. Bizi sakinleştirecek olan, geçmişle kavga etmek yerine barışmayı seçmektir.

İlkokulu okuduğumuz yere gitmeliyiz belki. Çok eski, yüzünü bile hatırlamadığımız sıra arkadaşımızla iki çift laf etmeliyiz. Geçtiğimiz sokakları bir daha geçmeliyiz. O zor günlerde yattığımız hastane bahçesine oturup çay içme cesaretini göstermeliyiz.

Eski mahallemiz, eski komşumuz, hayatımızdan geçen iyi kötü bütün anılarla barışmalıyız. Henüz biliyorken, o günleri nereye koyduğumuzu, kontrol etmeliyiz hala koyduğumuz yerdeler mi?