Bugünkü Nasreddin Hoca Bellek müzesinin önünde bayram yeri kurulurdu. Neler yoktu ki! Fenerler, uçurtmalar, balonlar, pamuk şeker, macunlar kukla gösterileri, çocukların yüzleri boyanır, pamuk helva satanlar, simitçiler, limonatacılar, macuncular alandaki yerlerini alırdı. Çocukluğumda da eski bayramların güzelliğinden bahsedilirdi. Şimdi de eski bayramların güzelliğinden dem vuruluyor.

Ne güzeldi o bayram sabahları! Akşamdan erkenden yatılırdı. Arife gününden alınan ayakkabılar, elbiseler, sanki bir başkası sizden habersiz evden alıp götürecekmiş gibi yatağın başucuna konurdu. Bayramın ilk günü erkenden kalkmak, bayram namazına gitmek gerekirdi. Babamla birlikte İmaret Cami’ye giderdik.

Bayram yerlerini çocuklar doldururdu. Sevinçti çocuklar, mutluluktu, sevgiydi. Geleceğimizdi. Hayattı onlar.

Saray, Uğur, Uzay Sinemaları bayram şerefine iki film birden oynatırdı. Daha çok macera ve kovboy filmleri. Harçlıklar sinemalara harcanırdı.

Bir masal gibi anlatıyorum geçmiş bayramları. Hepimiz bu bayramları yaşamadık mı? Güzel günler bayram tadında kalmadı mı? Soruyorum kendi kendime biz bu günleri yaşamadık mı? Hayal miydi yaşadıklarımız yoksa masal mı? Yıllar geçmiş, anı olarak belleğimizin bir yerlerinde kalmış bayram günleri. Hani geçmişti, demek ki belleğimizde yer etmiş bayramlar, bayram yerleri.

Her bayram Akşehir sokaklarını dolaşmak isterim. Çocukluk anılarıma dönmek çocukluktan kalan bir sevinçlerimi yaşamak isterim. Bayram günlerim çocukluk günlerim, mutluluk günlerimdir. Kısacık sürer. Bir gün, iki gün, üç günlük bir mutluluk.

Bugün bayram günü. Sevinç günü, mutluluk günü, küslerin, dargınların barışma günü. Bir bayram gününde daha eski anıları paylaşıyorum. Neden hep bayramları hatırlarız, neden çocukluğumuzu? Nüfus kağıtlarımız eskiyince bayram günlerimiz, çocukluk heyecanlarımız bizde bir kat daha artar. Sevinçlerimiz, mutluluklarımız, anılarımız daha bir canlanır. Daima bayram günlerinde geçmişin güzelliklerini hatırlarız.

İçimizde öyle bayram sevinçlerine hasret kalmışız ki, içimizde yıllardır biriktirdiğimiz acılar var, elemler, kederler ızdıraplar var. 

Bayram günlerinde eski bayramları hatırlayalım. Bayram tadında bayramın güzelliğini, bir çocuğun mutluluğunda yaşayalım, dünyamızı daha güzel, sevgi ve barış içerisinde, yaşanılası bir dünya yapmak için uğraşalım. Ne işle meşgul isek bayram tadında bayram güzelliğinde Şeker Bayramı’nda şeker tadında bir dünyada yaşamak istiyorsak birbirimize karşı güler yüzlü, saygılı ve çevremize de duyarlı olmaya çalışalım.   (AKŞEHİR -2024)