Adli makamların incelemelerini tamamlamasının ardından, enkaz kaldırma çalışmalarıyla birlikte tüm kayıplarımız tespit edilmiş olacak. Can kayıplarımız şu ana kadar açıklananın çok üstünde olacağından, maalesef acılarımız da katmerlenecek. Dolayısıyla vahim tablo önümüze serildiğinde, 2023 yılı yüz yıllar geçse de kara bir yıl olmaktan kurtulamayacak ve tarihe geçecek.

İşte bu yüzden 2023 bitene kadar, yıl boyunca ulusal yas ilan edilmeli diye düşünüyorum. Bununla birlikte devletin tüm kurumları ve belediyeler dahil, 2023 yılının ayrıca tasarruf yılı ilan edilerek, maddi ve manevi kalkınma öncelikli bir yıl olmasının gerektiğini düşünüyorum.

2023 yılı boyunca tüm resmi kurumlar, belediyeler, vakıflar, dernekler, hangi ad altında olursa olsun kutlama ve şenlik programı yapmayacaklarını ilan etmeliler. On binlerce canımızı kaybetmişken, yüz bine yakın yaralımız varken, milyonlarca insanımızın yaşamı terse dönmüşken, televizyonlarda eğlence programları da olmamalı.

Mesela, Nasreddin Hoca şenlikleri de dahil, iptal edilmeli. Buraya ayrılan bütçe belediyenin genel giderlerine harcanmalı ve belediyenin faiz giderleri hafifletilmeli. 5/10 Temmuz tarihinde de günün anlam ve önemini belirten kültürel bir program, AKM’de yapılmalı.

Mesela siyasi partiler, Hazine’den aldıkları yardımların en az yarısını, devletin hazinesinde bırakacak şekilde bir düzenlemeyi Meclis’ten geçirmeliler. Seçim döneminde broşür bayrak gibi, artık günümüzde gereksiz olan bu tür reklam giderlerinden vazgeçmeliler.

Mesela iktidar, Erbakan Hoca’nın havuz sistemini ivedilikle uygulamalı. Bu uygulamaya geçildiğinde, devletin tüm kurumlarının gelirlerini burada toplanacak. Haliyle kredi ihtiyaçları en aza inmiş olacağından, bankalara ödenen faiz giderleri de azalmış olacak.

Mesela, makam araçlarının sayısı en aza indirilerek, kamuda kullanılan yüzbinlerce araç saltanatına son verilmeli. Nasıl mı? Üç beş personeli olan kurumun müdürüne bile, kiralık araç tahsis ediliyor. Bu da yetmiyor, emrine bir de şoför veriliyor. Sayın müdürün yürüme mesafesinde bir yere bile araçla gittiği yetmezmiş gibi, şoförü hava şartlarına göre ya klima ya da kaloriferi açık olarak, saatlerce bekliyor. Sevgili müdürün havasının giderlerini de haliyle bu necip millet vergileriyle ödüyor.

Hükümet yetkilileri, bu felaketi milat kabul etsinler. Her alanda gerçek manada tasarruf eden devletimiz olsun. Bürokratların lüks tüketimlerine engel olunsun. Atamalarda liyakata önem verilsin. Maddi ve manevi paylaşımlar adaletli olsun. En önemlisi de savrulan eğitimimiz düzene sokulsun.

Tüm siyasi parti temsilcilerine sesleniyorum; millet olarak tek yürek olduğumuz şu günlerde, siyasiler bizleri ayrıştırma çabasından, nirbirlerine karşı kırıcı ve hakaret içeren söylemlerinden vazgeçsinler. Toplumda örnek teşkil etmesi gereken liderler; bırakın küçükleri, büyükleri bile rahatsız eden tarzda davranmaktan vazgeçsinler.

Millet olarak biliyoruz ki; bu büyüklükteki bir felaket hangi ülkede olursa olsun üstesinden gelinmesi çok zor. Ama biz hayrın ve şerrin Allah’tan geldiğine iman etmiş bir millet olarak, kaderci ve sabırlıyız. Sakın bu inancımızı hoyratça kullanmayın.