GÜNDEM

Yaşasın Cumhuriyet!

“Cumhuriyet, yüksek ahlaki değer ve niteliklere dayanan bir idaredir” Mustafa Kemal Atatürk

Osmanlı Devleti’nin son padişahı olan 6. Mehmet Vahdettin 1 Kasım 1922 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin almış olduğu kararla saltanat kaldırılmış, Sultan ise saltanatının kaldırılması üzerine tahtını kaybetmişti.

Monarşi’nin temsilcisi Sultan Vahdettin 17 Kasım 1922 sabahında İngiliz savaş gemisi HMS Malaya’ya binerek İstanbul’dan Malta’ya kaçtı. Sora Hicaz’a orada az bir yaşadıktan sonra da San Rema’da sürgün hayatı sürerken vefat etti

Sultan Vahdettin monarşinin temsilcisiydi. Monarşi ise egemenliğin tek kişiye ait olduğu yönetim biçimiydi ki bu kişilere genellikle kral, kraliçe, padişah, imparator denirdi. Monarşi soy yolu ile babadan oğula geçerdi.

Sultan Vahdettin İngiliz savaş gemisi ile ülkeyi terk ettikten sonra siyasi bir yönetim boşluğu da meydana gelmişti, oysa ki 23 Nisan 1920 ‘den itibaren aslında Cumhuriyet yönetimi söz konusu idi.

Erzurum Kongresi’nde Mazhar Müfit defterine “Savaştan sonra yönetim şekli cumhuriyet olacaktır” notunu düşse de Ekim 23’e kadar bu açıklanamadı.

Cumhuriyet sözcüğü cumhur sözcüğünden kaynaklanmakta olup bu sözcük halk, topluluk, millet, kalabalık, kum yığını gibi anlamlara gelmektedir. Cumhur denildiğinde ülkede yaşayanlar ve halk kastedilir. Cumhuriyet ise halkın yönetimidir.

Türkiye Cumhuriyeti bize Mustafa Kemal Atatürk’ün en büyük eseri ve en büyük armağanıdır.

Mustafa Kemal’in kurduğu Cumhuriyet sistemi insanlığın örnek alması gereken bir sistemdir.

Cumhuriyet sisteminin özü halkın kendi kendisini yönetmesidir, halkın kayıtsız ve şartsız şekilde egemenliğidir.

29 Ekim 1923 tarihinde Mustafa Kemal’in önderliğinde kurulan Türkiye Cumhuriyeti sadece ve sadece bir yönetim biçimi değil ayrıca çağdaşlaşma, uygarlaşma, ilerleme ve aydınlanma yolunda atılmış ileri bir adımdır.

Atatürk’ün “Egemenlik, kayıtsız şartsız milletindir” sözü bu sistemin temelini oluşturmaktaydı.

Mustafa Kemal Atatürk cumhuriyetin ilanı sürecinde liderlik ederek, halkın iradesini esas alan bir yönetim şeklinin kurulması için büyük çaba harcamış, 29 Ekim 1923'te “Türkiye Devleti'nin hükümet şekli cumhuriyettir” denilerek bu yönetim resmen kabul edilmiştir.

29 Ekim 1923 tarihinde Cumhuriyetin ilanı ile kazanılan zaferlerimiz:

Öncelikle Türk Milleti’nin sadece yönetim biçimi değişmedi, aynı anda bağımsızlık, özgürlük ve çağdaşlaşma yolunda kazandığı bir zafer oldu.

Cumhuriyet ile birlikte Türk Milleti kendi geleceğini kendi ellerine aldı. Egemenlik kayıtsız ve şartsız millete geçti. Saltanat kaldırıldı.

Demokrasiye geçildi.

Halk yöneticilerini kendisi seçme hakkı kazandı.

Demokratikleşme yolunda adımlar atıldı.

Kadın erkek eşitliği sağlandı.

Kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanında.

Eğitim ve bilimde ilerleme sağlandı okur yazar oranı arttı.

Kılık kıyafet, hukuk, takvim ölçü birimlerinde çağdaşlaşmaya geçildi.

Halk düşüncesini özgürce ifade etmeye başladı.

29 Ekim sadece ve sadece kutlanan bir bayram değildir.

29 Ekim Türk toplumu olarak Mustafa Kemal Atatürk’e minnettarlığımızı gösterdiğimiz bir gündür. Bugün 102. Yılını kutladığımız 29 Ekim bayramı bizim gurur günümüzdür. Gazi Mustafa Kemal ve tüm silah arkadaşlarını rahmet ve saygı ile anarken bizlere emanet olunan Cumhuriyet’i ileriye taşımak, onu korumak görevi bizim kutsal bir görevimizdir.

Cumhuriyet fazilettir. Cumhuriyet sonsuza kadar yaşayacak bir güneştir.

29 Ekim Cumhuriyet Bayramı bir milletimizin zaferini taçlandıran en kutlu gündür. Türk milleti olarak Cumhuriyet Bayramı’nı her yıl büyük bir coşkuyla anıyor, bu özel günü bize armağan eden Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’e ve değerli silah arkadaşlarına şükranlarımızı sunuyoruz.

Yaşasın Cumhuriyet!

29 Ekim Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsun!

{ "vars": { "account": "G-5Z2CE4T8R8" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }