İşte bu yüzden “tehlike avı” denilen basit ama hayati bir hazırlık vardır. Tehlike avı, afet olmadan önce evimizin içinde bize zarar verebilecek her türlü riski belirlemek ve ortadan kaldırmak anlamına gelir. Yani evin içinde gizlenmiş düşmanları yakalamak gibidir.
Peki nedir bu düşmanlar?
Sabitlenmemiş kitaplıklar ve dolaplar
Yüksek raflara koyulmuş cam eşyalar
Kaçış yoluna bırakılmış ayakkabılık, oyuncak kutusu, saksı
Yatak üstündeki ağır tablolar
Acil durumlarda erişilmesi gereken eşyaların önünü kapatan koltuklar
Elektrik prizlerine yakın yanıcı eşyalar
Deprem anında açılabilecek dolap kapakları ve devrilebilecek eşyalar
Bir deprem anında, saniyeler içinde bu eşyalar sizi yaralayabilir, bayıltabilir ya da kaçışınızı engelleyebilir. Üstelik o panikle düşünemezsiniz. O yüzden yapılması gereken çok basit: Şimdi dolaşın evinizi. Bir tehlike avına çıkın. Hangi eşya sizi engeller? Hangisi devrilir? Hangisi kaçış yolunu tıkar?
Çocuklarla birlikte yapılacak bu farkındalık etkinliği, aynı zamanda bir eğitimdir. Herkesin gözünden farklı bir tehlike kaçmaz. Bu sadece ev için değil; okulda, iş yerinde, hatta camide bile yapılmalıdır. Nerede yaşanıyorsa, orası güvenli hâle getirilmeli.
Yaren Arama kurtarma ekibi olarak biz, “deprem çantası kadar tehlike avı da önemlidir” diyoruz. Çünkü en hazırlıklı insan bile, evinin içinde gizlenmiş bir sandalyeye takılıp kalabilir. Ve unutmayalım: “Hayatta kalmak, afet anında değil, afet öncesinde başlar.”
Bugün biraz vakit ayırıp evinizde bir tur atın. Çünkü belki de sizi asıl tehdit eden şey, hemen yanınızdaki bir kitaplıktır.
Afetsiz günler dilerim.